“….ister sanat, ister bilim, ister teknoloji, ister şirket yönetimi, ister yatağın altını süpürmek olsun, neye yeteneğiniz varsa onu yapmanızı; sizi sırf bir kadın yaptığı için bunun ikinci sınıf bir iş olduğunu söylediklerinde cehenneme kadar yollarının olduğu yanıtını vermenizi ve eşit işe eşit ücret kazanmanızı umuyorum. Hükmetme ve hükmedilme ihtiyacı duymadan yaşamanızı umuyorum. Hiçbir zaman kurban olmamanızı umuyorum ama başkaları üzerinde erk sahibi olmamanızıda umuyorum. Başarısız olduğunuzda, yenildiğinizde, acı çektiğinizde, karanlıkta kaldığınızda karanlığın sizin yurdunuz, hiçbir savaşın olmadığı ve hiçbir savaşın kazanılmadığı ama geleceğin olduğu, yaşadığınız yer olduğunu hatırlamanızı umuyorum…”
“Demokrasi bir memleketi halkın ortalamasına teslim etmek demektir. Hiç bir demokrasi seçimle en iyiyi bulamaz. Onun için önce bu ortalamayı fikirce, zevkçe yetiştirmek lazım.”
Ne yazık ki, Türkiye halkı bugünkü fikri düzeyinin çok altında ve gerici takım bin kat daha kuvvetli iken medreseyi yıkan, yazıyı değiştiren, kadını hür ve erkekle eşit kılan büyük devrimciden sonra korkak tavizciler elinde kaldı.