Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

MİRDAD: İnsanın zamansız doğuşunda, evrenin üst kutbundaki iki baş melek arasında geçti bu konuşma: Dedi birinci baş melek: Harikulade bir çocuk doğdu dünyaya; dünya kaplandı ışıkla. Yanıt verdi ikinci baş melek: Görkemli bir kral doğdu cennete; cennet doldu neşeyle. 1: O, cennet ve dünyanın birleşmesinin meyvesidir. 2: O sonsuz birlikteliktir; baba, anne ve çocuktan oluşan. 1: Onun içinde yükselir dünya. 2: Onun içinde haklı çıkar cennet. 1: Gün uyumaktadır gözlerinde. 2: Gece uyanıktır yüreğinde. 1: Yüreği yuvadır bülbüllere. 2: Boğazı şarkıdır müziklere. 1: Kolları sarar dağları. 2: Parmakları uzanır yıldızlara. 1: Denizler kabarır kemiklerinde. 2: Güneşler yol alır damarlarında. 1: Demirci ocağı ve kalıptır ağzı. 2: Çekiç ve örstür dili. 1: Ayaklarında zincirleri vardır yarının. 2: Ve kalbinde zincirlerin anahtarı. 1: Yine de toz içindedir beşiği. 2: Ama sarmalanmıştır sonsuzluğa. 1: Tanrı gibi tutar her sırrın sayısını. Tanrı gibi bilir sözcüklerin sırrını. 2: Tüm sayılar arasında bilir kutsal olanı, ilk ve sonuncudur o. Bildiği tüm sözcükler arasında, yaratıcı sözcüktür ilki ve sonu. 1: Yine de öğrenecektir sayıyı ve sözcüğü. 2: Uzayın iz bırakmayan atıkları üzerinde yürüyüp, gözlerini zamanın kasvetli tonozlarından uzağa çevirdiğinde. 1: Harikadır, çok harikadır dünyanın çocuğu. 2: Görkemlidir, çok görkemlidir cennetin kralı. 1: İsimsiz ona İnsan der. 2: İnsan da İsimsize Tanrı. 1: İnsan, Tanrı’nın sözüdür. 2: Tanrı ise İnsanın. 1: Bütün övgüler, sözü İnsan olana. 2: Bütün övgüler, sözü Tanrı olana. 1: Şimdi ve daima. 2: Burada ve her yerde. İşte, böyle konuştu iki baş melek, evrenin üst kutbunda insanın zamansız doğumunda. Aynı zamanda evrenin alt kutbunda iki şeytan arasında geçiyordu bir konuşma: Dedi ilk şeytan: Yürekli bir savaşçı katıldı safımıza. Onun da yardımıyla, fethedeceğiz dünyaları. Karşılık verdi ikinci şeytan: Ağlayıp sızlanan bir ödlek demeliydin aslında. Ve karargahı vardır ihanetin yüzünde. Korkaklığı ve ihaneti ise korkunçtur. 1: Korkusuz ve vahşidir gözü. 2: Ağlamaklı ve uysaldır yüreği. Yine de korkusuzdur uysallığı ve gözyaşları arasında. 1: Keskin ve kararlıdır zekası. 2: Uyuşuk ve hissizdir kulağı. Tehlikedir yine de uyuşukluğu ve hissizliği arasında. 1: Çabuk ve titizdir eli. 2: Tedirgin ve ağırdır ayağı. Yine de ağırlığında korkutucu, tedirginliğinde ürperticidir. 1: Ekmeğimiz sinirlerine çelik, şarabımız kanına ateş olacaktır. 2: Ekmekliğimizle bizi taşlayacak, şarap kadehlerimizi kafamızda kıracaktır. 1: Ekmeğimize olan açlığı ve şarabımıza olan susuzluğu, savaş arabası olacaktır onun. 2: Doymak bilmeyen açlığı, giderilemeyen susuzluğu ile, yenilmez olacak, isyan başlatacaktır aramızda. 1: Ama ölüm olacaktır o savaş arabasının şoförü. 2: Ölüm oldukça şoförü, o da ölümsüz olacaktır. 1: Ölüm, kendinden başka bir hiçliğe götürecek midir onu? 2: Yakarışlarından bıkacaktır ölüm ve itecektir onu yaşama. 1: Ölüm, ölüme kalleşlik mi yapar? 2: Yaşam, yaşama sadık kalır. 1: Damağını tahrik edeceğiz, nadide ve leziz meyvelerle. 2: Yine de o bu kutupta yetişmeyen meyveler isteyecektir. 1: Gözlerini ve burnunu tahrik edeceğiz, parlak ve kokulu çiçeklerle. 2: Yine de gözleri başka çiçekler, burnu başka kokular arayacaktır. 1: Ve kulaklarını donatacağız, tatlı ama uzak melodilerle. 2: Yine de kulakları takip edecektir başka bir melodiyi. 1: Köle yapacaktır korku onu bize. 2: Umut koruyacaktır onu korkularından. 1: Istırapla boyun eğecektir bize. 2: İnanç dindirecektir ıstıraplarını. 1: Bilmeceli rüyalarla süsleyeceğiz uykularını, serpeceğiz şaşırtıcı gölgeler uyanıklığında. 2: Düşleriyle çözecektir bilmeceleri, kovacaktır gölgeleri. 1: Olacaktır bizden biri. 2: Bizden diye düşün, istersen; ama bize karşı diye de düşün. 1: Olabilir mi hem bizden, hem bize karşı? 2: O yalnız bir savaşçıdır. Tek düşmanıdır kendi gölgesi. Gölgesi yer değiştirdikçe, mücadelesi de değiştirecek saffını. Gölgesi önündeyken bizimle, arkasındayken karşı olacaktır bize. 1: O zaman tutmayalım mı sırtını sonsuza dek güneşe? 2: Peki, kim tutacak güneşi arkasında daima? 1: Bilmecedir bu savaşçı. 2: Bilmecedir bu gölge. 1: Selam olsun yalnız şövalyeye. 2: Selam olsun yalnız gölgeye. 1: Selam olsun ona, bizimle olduğunda. 2: Selam olsun ona, karşımızda olduğunda. 1: Şimdi ve daima. 2: Burada ve her yerde. İşte, böyle konuştu iki şeytan, evrenin alt kutbunda insanın zamansız doğumunda.
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.