Gönderi

insane biri
Bu, iki kızla anne arasında ebedi bir çekişme ve alay zeminiydi ki tamamen anlaşılırlık ve açıklık kazanamamakla birlikte hemen her gün tekrarlanır; Peyker'in manalı bir kelimesi, Bihter'in insafsız bir tebessümü sanki bu iki genç insanın gençlik üstünlüğünü hâlâ genç kalmak isteyen bu annenin harap ve yıpranmış kırk beş senesine çarpardı. O, böyle hain bir kelime, merhametsiz bir tebessüm kulaklarına müthiş bir alay islığıyla kırk beş yaşını bağırırken dudaklarında acı bir şekillenmeyle dalgın dalgın Peyker'le Bihter'e bakar, sonra ufak bir titreyişle gözlerini bu hakikatten ayırarak tekrar gençlik kuruntusunun aldatıcı hazzına dönerdi. Şimdi, dört aydan beri tedirgin edici bir düşünce beynini tırmalıyordu: Peyker biraz sonra onu büyükanne edecekti. Bunu anladıktan sonra büyükannelik bir kâbus ağırlığıyla onu bunaltmaya başladı. Kendi kendisine güya bu fikri silkip atmak isteyerek "Mümkün değil!" derdi. Büyükanne! Melih Bey takımının içinde kadınlar hatta zor anne olurken büyükanne olmak onun için bir alçalma, bir ayıp hükmündeydi. Şimdiden buna bir çare düşünüyor, saçlarının beyazlarıyla çehresinin haraplığına bir tamir tedbiri bul- duktan sonra büyükanneliğe de bir şey icat etmek istiyordu. Öyle bir şey ki ona gençlik kuruntusunun sarhoşluğunda gizlenebilmek için imkân bıraksın: Çocuk annesine abla, ona da anne diyecekti.
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.