Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
41 günde okudu
“Biraz daha okumam lazımmış, bunu gördüm”(s:367)
Bu söz bana farklı bir bakış açısı kazandırdı. Aslında kitabı okurken ne demek istediğini anlamlandırıyorusunuz. Hatta hissediyorsunuz. Kitapta o kadar yazarlardan, felsefecilerden, şairlerden alıntılar içeriyor ki, kendinize şunu diyorsunuz ne çok az şey biliyormuşum. Keşke Martin’in ne demek isteğini daha iyi anlasam diyorsunuz. Sonuç olarak biraz daha okumak lazım olduğuna karar veriyorsunuz. Zaten bu sorunu kitabın yazarı Jack London bir röportajında dile getiriyor: “Becerememiş olmalıyım ki hiçbir eleştirmen bunu keşfedememiş” diyor. -Spoiler- Martin Eden saf ve temiz duygularla hayatını yaşayan, fiziksel gücü ile geçimini sağlayan işçi sınıfına ait biri. Hayatında dönüm noktası yaşatacak bir olay sonucu Burjuva sınıfından biri ile tanışır ve kendisinin işçi sınıfından olmasından kaynaklı fark görünür derecededir. Martin Burjuva sınıfına hayran olur. Onaların sınıfından biri olmak ister, bunun en önemli nedeni ise Burjuva sınıfından biri olan Ruth’a aşık olmasıdır. Martin aşkı o kadar kutsal bir şey olarak görür ki onun uğruna çok çabalar, değişmek ister. Hatta öyle bir noktaya gelir ki günlerce aç kalır, parasız kalır ama hiç pes etmez. -Hatta bu aşamada okurların kendisinin bu azmine hayran kalmayan yoktur.- Daha sonraları Martin’in kitaplar okudukça bakış açısı değişir. İşçi sınıfına bakış açısı değişir ve Burjuva sınıfını da tanımaktadır artık. Daha sonra Burjuva sınıfını o kadar iyi tanır ki gerçekten umduğu gibi hayalindeki gibi birileri olmadıklarını fark eder. Onların gözünde yücelttiğini, aslında bu da onun dönüm noktası olur. Martin artık kendini ne işçi sınıfına ait ne de burjuva sınıfına ait olduğunu hisseder. Kitaptaki bir cümlede: “Halbuki düşünsene, bir zamanlar bütün masumiyetimle yüksek makamlarda oturan, güzel evlerde yaşayan, banka hesabı olan eğitimli insanların ne kadar değerli olduklarına inanırdırdım.” (s:379) diyor. Bu da bakış açısını görmemizi sağlıyor. Artık gerçekçi bir bakış açısı kazandığını görüyoruz. Martin daha sonraları insanlardan nefret eder hale geliyor. Aslında şunu görüyoruz; masum bir duyguyla aşk ile tanışan Martin, aşka tapar hale gelir. Sonraları gerçekleri gördükçe bir zamalar aşktan daha üstün bir şeyi görmeyen Martin, makam ve mevki sahibi olmanın aşkın önüne geçtiğinin farkıma varır. Bu durum onu çok sarsar. Gerçekler canını çok acıtır çünkü artık o eski Martin değildir... Kitapta bazı cümleler var onlar hakkında düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. “Vardığın hükümler okuduğun kitaplarla, paraleldir mutlaka!” Burada aslında bir eleştiri var. Bazı kişilerin okumadan, araştırmadan, kulaktan dolma bilgilerle; bilir kişi gibi davranmalarını eleştiriyor. Burjuva sınıfını eleştiriyor aslında... çünkü okudukları kadarını biliyorlar. Karşıt görüş hakkında okumamışlar. Kendi doğrularına göre bakış açıları var... Diğer cümlede şu: “Kütüphane dolduracak kadar yazmak, kendi hayatını kaybeden birine ne fayda sağlar?” Kitabın sonlarına doğru bu cümle daha da anlam kazanıyor. Martin yazılar yazıyor, deneye deneye sonunda başarıyı elde ediyor. Martin başarısının sonunda mutlu oluyor mu? Mutluluk getireceğini umduğu başarı ona mutluluk getirmiyor. Başka bir fayda sağlıyor mu? Hayır Martin Eden’e bir faydası yok... Acı.
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,8bin okunma
·
49 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.