Gönderi

O yardım ve destek ancak bir mürşidin himmeti ile sağlanabilir. Bu sebepledir ki tasavvuf terbiyesinde mürşid-i kâmillerin huzurunda tövbe edilir. Böylece tövbeye şahit tutulan Allah dostunun hem o tövbeyi murakabesi hem de muhafazası temin edilmiş olur. Zira sâlikleri tövbeden son- ra tekrar günaha sevkeden şey, kalplerine gelen nefsanî ve şeytanî havâtırdır. Hâtır kelimesinin çoğulu olan havâtır, insanın iradesi dışında kalbine doğan ve onun fiillerine yön veren duygu veya düşüncelerdir. Rahmanî olabileceği gibi nefsanî ve şeytanî de olabilir. Tasfiye edilerek selim kılınmamış kalp- ler bunları ayırt edemez. Kalplerin tasfiyesi, kalb-i selim kılınması ise kâmil mürşidlerin kârıdır. işlediği bir hata sebebiyle daha evvel yaşadığı güzel halleri ve huzuru kaybeden, o hatanın kalbinde yaptığı tahribat- tan rahatsız olan sofiler mürşidlerine gelerek himmet isterler. Kalplerinin kararmış, kirlenmiş, viran olmuş haline razı değildirler. İmar edilmesi için ehline müracaat etmeleri tabiidir. Havâtırın geldiği yer olması hasebiyle kalp yahut gönüle mecazen hâtır da denilir
Sayfa 147 - Semerkand, EşikKitabı okudu
·
51 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.