Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Vâsıtiyye Akîdesi"nin Önemi...
Şüphesiz ki İbn Teymiyye’nin te’lif ettiği "el-Akîdetu’l-Vâsıtıyye" selef akidesini dile getiren eserler arasında en kolay olmakla birlikte, ifadeleri en açık, delil getirmesi en doğru, söz dizisi de en kısa olanlardandır. Bu akide yeryüzünde büyük bir kabule mazhar olmuştur. İlim talebeleri ve incelemelerde bulunanlar bunu büyük bir kabul ile karşılamış, incelemiş, sonra da bunu okutmuşlardır. Ardı arkasına nesiller bu akideyi ezberlemiştir. Gerçekten de bu akide metni ehl-i sünnet ve’l-cemaat akidesine dair yazılmış en kapsamlı ve en özgün eserlerdendir. Bu akideye "el-Akîdetu’l-Vâsıtıyye" adının veriliş sebebine gelince, bunu bu akidenin müellifi Şeyhu’l-İslam (Allah ona rahmet etsin)’ın kendisi şu sözleriyle açıklamaktadır: "Vâsıt diyarında, oranın yakın bölgelerindeki kadılarından birisi olan Şafîi mezhebine mensub Radıyu’d-Din el-Vâsıtî adında bir hoca efendi hac dönüşü bize de uğradı. Hayırlı ve dinine bağlı bir kimse idi. Kendi topraklarında ve Tatar’ların yönetimi altında insanların içinde bulunduğu baskın gelen bilgisizlik, zulüm, din ve ilmin izlerinin silinmek üzere oluşundan şikayet etti, bana kendisine hem kendisi için, hem de aile efradı için dayanak teşkil edecek bir akide metni yazmamı istedi. Bu işten beni affetmesini istedim ve; İnsanlar pek çok sayıda akide metni yazmış bulunuyorlar. Sünnet imamlarından herhangi birisinin yazdığı bir akide metnini al, dedim. Ancak o, bu isteğinde ısrar edip şöyle dedi: Ben ancak senin yazacağın bir akide metnini arzu ediyorum. Bunun üzerine ben de ona ikindi vaktinden sonra oturup, bu akide metnini yazdım. Bu akidenin birçok nüshası Mısır, Irak ve başka yerlerde etrafa yayıldı."(1) Yüce Allah’ın tevfik ve takdirini bir gereği olarak böyle bir akidenin yazılmasını isteyen şahıs Vâsıt’lı idi. İşte bundan dolayı bu akideye de "el-Akidetu’l-Vâsıtıyye" adı verildi. Aynı şekilde bu akide Şeyhu’l-İslam’ın baştaraflarında da söylediği gibi hem Vâsıtıyye, hem de Vâsatiyye (vasat yolu izleyen) bir akide olmak özelliğindedir: "...Hatta onlar -yani ehl-i sünnet ve’l-cemaat- bütün ümmet fırkalarının en vasat olanlarıdır. Tıpkı bu ümmetin diğer ümmetler arasında vasat ümmet oluşu gibi. Onlar yüce Allah’ın sıfatları meselesinde tatîl ehli ile cehmiye arasında, temsîl ehli ile müşebbihe arasında ortada yer alırlar. Yine Allah’ın fiilleri hususunda da cebriye, kaderiye ve diğerleri arasında vasat (orta) yoldadırlar..."
Sayfa 8 - 9-10 / Takva Yayınları
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.