Kitabı okurken çok zorlandığımı söylemeliyim. Yazarın üslubunun özgünlüğü ilgimi çekse de, ayrıntıları tasvir edişi, çok yavaş ilerleyişi, olayların geçtiği zamanın bir ileri bir geri gitmesi epey yorucuydu. Ancak Hindistanı gezmiş biri olarak bu kitabı bir çok yönden çok çarpıcı buldum. Yazarın başkaldırışı, psikolojik çözümlemeleri beni çok etkiledi. Bu ülkenin kültürünü ve bizzat köylerdeki insanların yaşamını gözlemleyerek gezmiş olmasaydım, belki kitabın içinde geçen bir çok olayı roman olsun diye abartılmış bulurdum. Oysa maalesef bu trajediler bir distopya değil, bu ülkede hala yaşanmakta olan gerçekler. Kadınların aşağılanması, gelişmelerinin önüne geçilmesi hatta bundan korkulması, kast sisteminin hukukta yeri olmasa da hala insanların zihninde capcanlı yaşayışı, polislerin kendini yargıç zannetmeleri, beyazlara duyulan hayranlık, Sahip çıkılmayan, aşağılanan, taciz edilen ve evinde bulamadığı sevgiyi ararken ölüp giden çocuklar.. Hindistan’da yolculuk yaparken, o güzel insanların hiç haketmediği yaşamlarda verdikleri mücadeleleri gördükçe hissettiğim adaletsizlik duygusunu bana aynı renkte hissettiren ve o trajik yolculuğa beni yeniden çıkaran bir kitap oldu. Coğrafyanın kader olduğuna hayıflanırken, kendi kaderim için de şikayet etmek yerine tanrıya şükran duymamı hatırlatan bir yolculuk yaptım. İyi okumalar

Küçük Şeylerin TanrısıArundhati Roy · Can Yayınları · 20191,213 okunma

·

226 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Meltem