Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir gün Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz ile Hazret-i Ali kerremallahu vecheh arasında şöyle bir konuşma geçmiş : Yâ Ali! Beni sever misin? Elbette severim yâ Resûlallah. Yâ Ali, Allah'ı sever misin? Allah'ı da severim yâ Resûlallah. Peki ya ananı, babanı? Onları da severim yâ Resûlallah. Peki ya hanımını?  Onu da severim. Peki ya çocukların Hasen ile Hüseyn'i? Yâ Resûlallah, siz de bilirsiniz ki onları da çok severim. Peki, bu kadar muhabbeti bir kalbe nasıl sığdırdın? İmâm Ali şaşırmış ve bu soruya cevap verememiş. Sorunun cevâbını düşünerek dalgın dalgın evine gitmiş. Cenâb-ı Fâtımatü'z-Zehrâ O'nu böyle dalgın ve düşünceli görünce sormuş : Ne düşünüyorsun böyle? Baban bir soru sordu, cevap veremedim, onu düşünüyorum. Neydi o soru? İmâm Ali, Resûlullah ile aralarında geçen konuşmayı anlatınca Hazret-i Fâtıma buyurmuşlar ki : Ben sana o sorunun cevâbını hemen vereyim. Allah'ı îmânımdan, Peygamber'i Allah'dan, ana-babamı hürmetimdem, çocuklarımı şefkatimden, hanımımı da şehvetimden dolayı severim. Git aynen bu şekilde cevap ver. İmâm Ali, Resûl-i Ekrem Efendimize giderek bu cevâbı sanki kendisi düşünerek bulmuş gibi söyleyince, Resûlullah gülümseyerek buyurmuşlar ki : Senin bu cevâbından, nübüvvet ağacının meyvesinin kokusu geliyor.
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.