Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

268 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
Merhaba arkadaşlar. Hayırlı geceler. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır. ESRAR-I CİNAYAT Adından da anlaşılacağı üzere bir cinayet romanı ve bu aynı zamanda polisiye romanın da ilklerinden ve belki de ilki olabilir. Kesin konuşamıyorum çünkü bu yazı makinasının bile tüm eserlerinin henüz açığa çıktığını düşünmüyorum. Eserler yayınlandıkça bu konu hakkında daha net konuşabileceğiz bizler de. Kitabın ismi aynı zamanda Cinayetin Sırrı veya Cinayetin Esrarı olarak da söylenebilir. İş Bankası kaliteli eserler bastığı için bu yayınında da kaliteli bir hikayeyi bizlerle buluşturmuş. Karakterlere bakacak olursak her polisiye kitabında olduğu gibi zeki ve becerikli bir polis dedektifimiz var: Osman Sabri. Necmi adında bir yardımcısı da var bunun o genelde farklı kılıklarla karşımıza çıkacak. Amaç ise bir kalpazanlık çetesini ortaya çıkartmak ve çökermek olacak. Mekanımız ise yine İstanbul. Fotoğraf makinasına ihtiyaç duymayacağımız bir anlatım da mevcut haliyle. Hikaye ise Boğaz’da bir kızla beraber öldürülen iki erkeğin cesetlerinin bulunması ve bu adamları kimin öldürdüğünün ortaya çıkarılması hadisesinden başlıyor. Beyoğlu emniyeti devreye giriyor ve Komiser Osman Sabri ve yardımcısı Necmi davaya dahil oluyor. Daha sonra oldukça zengin birisi daha tavana asılı halde ölü bulunur ve şüpheler aynı cinayetlerden ve suçludan öteye geçmez. Daha sonra bir kadın işin içine girer ve bir aşk olaya dahil edilir. Cinayet ise bu aşamalardan geçirilerek çözülmeye çalışılır. Yazarın 1873 yılında Rodos’a sürgün edildiğini bilsek de, döndüğünde daha ılımlı bir kişilik olduğu söylense de ben bunları kabul etmeyenlerdenim çünkü eseri ilk defa yayımladığı 1883 yılını da hesaba katarsak yaşadığı dönemdeki çürümüşlüğü ve adalet sisteminin ne kadar büyük bir bocalama içinde olduğunu ister hiciv deyin ister isyan deyin anlattığını okuyoruz. Bir diğer yandan Öreke Taşı denilen mekanın kullanımı da bizleri hızlı bir biçimde İstanbul Sarıyer’e götürüyor. Genellikle boğaz manzarasını seyretmek için yüksek bir yer bulalım, biraz da çay çorba içelim diye gittiğimiz Garipçe dışında bir yere uğruyoruz. Öreke Taşı denilen kitaptaki bu yerin Öreke Kayalıkları olduğunu düşünüyorum ve yorumumu da buna göre yapıyorum. Burası da gidip gezilmesi gereken yerlerden birisidir bana göre. Yine de mesele kayalıksa Kerpe Kayalıkları sanki daha hoş gibi. Diğerinin sadece kalıntı gibi olması da bunda etken ama her neyse kitabımıza dönelim. Daha sonra cinayeti işleyen kişinin kim olduğunun söylenmesi ve sonucun buraya yönelmesi aslında bana çok enteresan gelmedi kurguyu çözdükten sonra. Mesele zaten burada hikaye kurgusundan ötede, yeni bir türde hikaye oluşturmak ve bunun da önünü açmak. Çünkü Arthur Conan Doyle ve daha sonrasında Agatha Christie ile altın çağını yaşayan bu roman türünün Agatha Christie öncesinde ülkemizde kaleme alınan bir tür olması da önemli bir detaydır. Tabi her şeyi kötülemeye ve kendini beğenmemeye ömrünü adamış kitleye herhangi bir gönderme yapmıyoruz. Dünya genelinde de günümüz bilim kurgu alanındaki film ve kitapları okuyanların Isaac Asimov gibi bir yazarı dahi yerden yere vurup beğenmediklerini okuduktan sonra böyle durumlar normal geliyor. Eserleri, yazıldığı döneme göre değerlendirmek gerekiyor. Hatta bu konuda bir örnek de verip yazımı tamamlamak istiyorum. Dünyada 1954 yılında THEM adında bir film yapıldı. Konusunu ve filmi araştırabilirsiniz. Değil o yıllar ve sonrası, o yüzyılda değil bu yüzyılda bile öyle bir film bizim sinemamızda ne yazık ki, maalesef ki yok. Nerede bol küfürlü -sözde mizah- nerede bol cinsel içerik katılan filmler var onlar dolu sinemamızda. Eserleri, dönemine göre değerlendirmeyi ve ona göre konuşmayı bu yüzden daha doğru buluyorum. Komiser Osman Sabri, Necmi, Kalpazan Mustafa, Hediye Hanım, Peri ve Halil Suri karakterleri ile karakter kadrosu da geniş olmayan ve bu yüzden kafa karıştırmayan bir eser olduğunu da belirtmek isterim. Aynı zamanda yazar da iyiliğin iyi olduğunu, kötülüğün cezasız kalmayacağını savunan biri olduğu için bu hikayenin en kötü ve acımasız karakterine de kendine uygun bir son hazırlamıştır. Hak edenin hak ettiğini yaşaması dileklerimle hepimize iyi okumalar dilerim.. ESRAR-I CİNAYAT Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim. Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim: Acaib-i Alem Ahmed Metin ve Şirzat Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl Aleksandr Stradella Altın Aşıkları Amiral Bing Arnavutlar Solyotlar Avrupa’da Bir Cevelan Ben Neyim? Beşair Beşir Fuad Bir Acibe-i Saydiyye Cellad Cinli Han Çengi Çerkez Özdenler Çingene Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi Dolaptan Temaşa Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş Dürdane Hanım Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar Eski Mektublar Esrar-ı Cinayat Eyvah Felatun Bey ile Rakım Efendi Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları Gönüllü Gürcü Kızı yahut İntikam Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar Hayal ve Hakikat Haydut Montari Hayret Henüz On Yedi Yaşında Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi Hikmet-i Peder Hüseyin Fellah İstibşar Jön Türkler Karı Koca Masalı Karnaval Kıssadan Hisse Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim) Suni’fi Zan Gençlik Esaret Teehhül Felsefe-i Zenan Gönül Mihnetkeşan Firkat Ölüm Allah’ın Emri Bir Gerçek Hikaye Bir Fitnekar Nasib Çifte İntikam Para Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar Diplomalı Kız Dolabdan Temaşa İki Hudutkar Emanetçi Sıdkı Cankurtaranlar Ana Kız Menfa Mesail-i Muğlaka Müdafa’a Müşahedat Nedamet mi – Heyhat Niza’ı İlm-ü Din Pariste Bir Türk Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi Seyyadane Bir Cevelan Süleyman Musli Şeytankaya Tılsımı Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi Taaffüf Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık Vah Volter Volter Yirmi Yaşında Yeniçeriler Yeryüzünde Bir Melek Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda. Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Esrâr-ı Cinâyât
Esrâr-ı CinâyâtAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,728 okunma
·
267 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.