Merhaba arkadaşlar. Hayırlı geceler. Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
ESRAR-I CİNAYAT
Adından da anlaşılacağı üzere bir cinayet romanı ve bu aynı zamanda polisiye romanın da ilklerinden ve belki de ilki olabilir. Kesin konuşamıyorum çünkü bu yazı makinasının bile tüm eserlerinin henüz açığa çıktığını düşünmüyorum. Eserler yayınlandıkça bu konu hakkında daha net konuşabileceğiz bizler de. Kitabın ismi aynı zamanda Cinayetin Sırrı veya Cinayetin Esrarı olarak da söylenebilir. İş Bankası kaliteli eserler bastığı için bu yayınında da kaliteli bir hikayeyi bizlerle buluşturmuş. Karakterlere bakacak olursak her polisiye kitabında olduğu gibi zeki ve becerikli bir polis dedektifimiz var: Osman Sabri. Necmi adında bir yardımcısı da var bunun o genelde farklı kılıklarla karşımıza çıkacak. Amaç ise bir kalpazanlık çetesini ortaya çıkartmak ve çökermek olacak. Mekanımız ise yine İstanbul. Fotoğraf makinasına ihtiyaç duymayacağımız bir anlatım da mevcut haliyle.
Hikaye ise Boğaz’da bir kızla beraber öldürülen iki erkeğin cesetlerinin bulunması ve bu adamları kimin öldürdüğünün ortaya çıkarılması hadisesinden başlıyor. Beyoğlu emniyeti devreye giriyor ve Komiser Osman Sabri ve yardımcısı Necmi davaya dahil oluyor. Daha sonra oldukça zengin birisi daha tavana asılı halde ölü bulunur ve şüpheler aynı cinayetlerden ve suçludan öteye geçmez. Daha sonra bir kadın işin içine girer ve bir aşk olaya dahil edilir. Cinayet ise bu aşamalardan geçirilerek çözülmeye çalışılır.
Yazarın 1873 yılında Rodos’a sürgün edildiğini bilsek de, döndüğünde daha ılımlı bir kişilik olduğu söylense de ben bunları kabul etmeyenlerdenim çünkü eseri ilk defa yayımladığı 1883 yılını da hesaba katarsak yaşadığı dönemdeki çürümüşlüğü ve adalet sisteminin ne kadar büyük bir bocalama içinde olduğunu ister hiciv deyin ister isyan deyin anlattığını okuyoruz.
Bir diğer yandan Öreke Taşı denilen mekanın kullanımı da bizleri hızlı bir biçimde İstanbul Sarıyer’e götürüyor. Genellikle boğaz manzarasını seyretmek için yüksek bir yer bulalım, biraz da çay çorba içelim diye gittiğimiz Garipçe dışında bir yere uğruyoruz. Öreke Taşı denilen kitaptaki bu yerin Öreke Kayalıkları olduğunu düşünüyorum ve yorumumu da buna göre yapıyorum. Burası da gidip gezilmesi gereken yerlerden birisidir bana göre. Yine de mesele kayalıksa Kerpe Kayalıkları sanki daha hoş gibi. Diğerinin sadece kalıntı gibi olması da bunda etken ama her neyse kitabımıza dönelim.
Daha sonra cinayeti işleyen kişinin kim olduğunun söylenmesi ve sonucun buraya yönelmesi aslında bana çok enteresan gelmedi kurguyu çözdükten sonra. Mesele zaten burada hikaye kurgusundan ötede, yeni bir türde hikaye oluşturmak ve bunun da önünü açmak. Çünkü Arthur Conan Doyle ve daha sonrasında Agatha Christie ile altın çağını yaşayan bu roman türünün Agatha Christie öncesinde ülkemizde kaleme alınan bir tür olması da önemli bir detaydır. Tabi her şeyi kötülemeye ve kendini beğenmemeye ömrünü adamış kitleye herhangi bir gönderme yapmıyoruz. Dünya genelinde de günümüz bilim kurgu alanındaki film ve kitapları okuyanların Isaac Asimov gibi bir yazarı dahi yerden yere vurup beğenmediklerini okuduktan sonra böyle durumlar normal geliyor. Eserleri, yazıldığı döneme göre değerlendirmek gerekiyor.
Hatta bu konuda bir örnek de verip yazımı tamamlamak istiyorum. Dünyada 1954 yılında THEM adında bir film yapıldı. Konusunu ve filmi araştırabilirsiniz. Değil o yıllar ve sonrası, o yüzyılda değil bu yüzyılda bile öyle bir film bizim sinemamızda ne yazık ki, maalesef ki yok. Nerede bol küfürlü -sözde mizah- nerede bol cinsel içerik katılan filmler var onlar dolu sinemamızda. Eserleri, dönemine göre değerlendirmeyi ve ona göre konuşmayı bu yüzden daha doğru buluyorum.
Komiser Osman Sabri, Necmi, Kalpazan Mustafa, Hediye Hanım, Peri ve Halil Suri karakterleri ile karakter kadrosu da geniş olmayan ve bu yüzden kafa karıştırmayan bir eser olduğunu da belirtmek isterim. Aynı zamanda yazar da iyiliğin iyi olduğunu, kötülüğün cezasız kalmayacağını savunan biri olduğu için bu hikayenin en kötü ve acımasız karakterine de kendine uygun bir son hazırlamıştır. Hak edenin hak ettiğini yaşaması dileklerimle hepimize iyi okumalar dilerim..
ESRAR-I CİNAYAT
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..