Merhaba arkadaşlar. Hayırlı akşamlar. Ahmet Mithat Efendi ile ilgili okuma serimizin sonuna yaklaşmış bulunmaktayız. Bu süreçte yazarın pek çok kitabını tanıma fırsatımız oldu. Biraz da moralimiz bozuk tabi bazı kısımları tartışılır olsa da Ahmet Mithat Efendi’ye başladığım zamanki yürüdüğüm yol ile bitirdiğim zamanki yürüdüğüm yol birbirinden tamamen farklı. Hatta o zaman belki mutlu bile sayılabilirdim ama şimdi mutluluk yalnızca bir rüya gibi geliyor gözüme. Her neyse, yazarın bu eseri de dahil genel olarak benim okuduğum eserlerin tamamını benden her daim ücretsiz olarak talep edebileceğinizi bir defa daha hatırlatarak veda yazımızı yazalım.
Ahmet Mithat Efendi ile alakalı olabildiğince geniş, uzun ve tüm kitapları hakkında genel bir inceleme de bulunacak bu yazımızda. Evvela bunu söyleyerek başlamak istedim. Şimdi birkaç kitabını okuyacak belirli bir sırayla gideceğiz ama birkaç yıl sonra bir okur, yazarın kitaplarını merak edip geldiğinde sadece incelemeyle değil aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi ile ilgili bir şeyler öğrensin, bizim de araştırmalarımız birkaç günle kalmasın uzun yıllara yayılsın diye çabalıyoruz. Yazarlarımız arasında daha fazla eseri olan birisi yok ve bu kadar çok kitap yazıp daha pek çok kitabı değil basılmak, günümüz Türkçesine bile çevrilmemiş birinin eserleri üzerine çalışma yapmak da haliyle epey zor oldu takdir edersiniz. 2022 yılı Kasım ayından beridir bir yandan bu projemle uğraşıp bir yandan da günlük hayatıma odaklanmaya çabaladığım için de burada ekleyeceğim genel bilgileri diğer incelemelerde de paylaşacağım. Paragraf düzeni ise sadece okunan kitabın anlatıldığı bölüm büyük harflerle kitabın adı iki kere yazılmak şeklinde olup, aradaki boşluğa yapılan kitap incelemesini içerecek, kalan kısımlar genel bilgi üzerine olacaktır.
SCHOPENHAUER’İN HİKMET-İ CEDİDESİ
Ahmet Mithat okuma serimizin de bu kitapla beraber sonuna gelmiş bulunuyoruz. Şimdi burada yorum yapabilmek, daha doğrusu sağlıklı konuşabilmek için Schopenhauer ve onun felsefesine hakim olmak gerekiyor. Ahmet Mithat’ın fikirlerini belirttiği bir eser olarak değerlendireceğiz tabi ancak bu fikre nerelerden sahip oldu bunları da bilmemiz gerekiyor. Kendisini biraz araştırdığımızda bile Schopenhauer’in çok farklı biri olduğunu, pek çok ismin akıl hocası olduğu gibi kendi akımının da öncülerinden olduğunu görmekteyiz. Haliyle buna göre de yorumlarımızı yapmamız gerektiğinin farkındayız.
Diğer yandan biraz üstüne araştırma yaptığımızda dahi bu insanın Doğu felsefesi denilen felsefeye yatkınlığı ve kaderci olduğunu görüyoruz. Yani Ahmet Mithat ve onun düşünce dünyası ile epey uyumlu bir felsefe karşımıza çıkıyor. Hal böyle olunca yazarın eleştiri kısmı ağır basan bir felsefe ile yazısını yazmasını da direkt bu insanı okumak ve yazmak yerine o insanın hakkında yazılan bir esere göre yorum yaptığını anlıyoruz. Beni tanımak için beni başkalarına sorabilirsin ama en doğru bilgiyi benimle zaman geçirerek alabilirsin. Ne yapıyorum veya nasıl yaşıyorum ve düşüncelerim neler gibisinden bahsediyorum. Hal böyle olunca da kitap o beklenen tada ulaşamıyor. Zaten bu biraz da sembolik olarak yazılmış, eserler benden sorulur her şeye ve herkese bir cevap verilecekse önce ben cevap veririm düşüncesiyle kaleme alınmış bir eser olarak değerlendirilebilir. Bu yüzden çağının yazarları birkaç eser yazarken Ahmet Mithat’ın bilinen 200’den fazla eseri olduğu söylenir.
Yapılan araştırmalar sonucu öğrendiğimize göre Ahmet Mithat’ın bu eserle alakası şöyle özetlenebilir. Kendisine bir kitap hediye edilir. Kitapta okuduğu insana yönelik yazılar onu bazen güldürür bazen sinirlendirir. Ben bu adamla biraz uğraşayım dermişçesine onun görüşlerini aktarmak ve açıkça biraz da dalga geçmek amacıyla bu kitabı kaleme alır. Ancak en önemli eksik Schopenhauer’in kendi eserlerinden yola çıkarak bir kitap yazması değil ona hediye edilen tek bir kitabı baz alarak bir kitap yazmasıdır. Ayrıca bu eserin de Jean Bourdeau tarafından yazılan Pensees et Fragments olduğu bilgisini ekleyelim.
Giriş bölümünde bahsettiği kişiye dair bulabildiklerini ve edindiği izlenimleri ekleyerek başlar. Her şeye bir yorumu vardır. Adam 70 sene yaşadıysa, yok canım 50 sene anca yaşamıştır bu da yaşamak mı gibi yorumlar dahi bekledim zaten o giriş kısmında diyeyim siz anlayın. Bir sonraki bölümde onun eserlerini ve görüşlerini inceler ki aslında buraya geçmeden de Schopenhauer ile dalga geçer gibi yazdığı için pek de etkileyici bir durum bekleyemeyiz. Tabii o dönem ilk defa okuyanlar ve onların nasıl etkilendiğini düşünmeden edemedim. Aslında Ahmet Mithat’ın düşünce dünyasına göre şu yorumu yapmak da mümkündür, ben herkesi eleştiririm ne yaparsa ne söylerse eleştiririm meğerki Müslüman olmaya! İşin özü Ahmet Mithat bu geleneğini pek çok kitabında zaten ortaya açıkça koymuştur. Onun davası da İslam davasıdır. Çoğu insanın bir davası dahi olmadığını düşünecek olursak saygı duydum, okudum, yorumladım, eleştirdim ve geçtim gitti diyebilirim. Okumak isteyenlere de daima gönderme imkanımız vardır.
Hepimize iyi okumalar dilerim..
SCHOPENHAUER’İN HİKMET-İ CEDİDESİ
Kitap incelemesi ardından devam ediyoruz. Evvela Ahmet Mithat Efendinin eserlerine ve neleri okuduk neleri okumadık bunları ayırdığımıza yönelik açıklamaları yapacağız. Bulabildiğimiz kitapları ve bunların neler olduğunu anlatacak, bulduklarımız üzerinden sıralı bir liste yaparak ilerlemeye çalışacağız. Aynı zamanda bu birkaç günlük - haftalık proje de değil. Yaklaşık 3 ila 5 yıl arasında düşündüğüm zaman dilimini kapsayarak son bulacak bir proje olacaktır. Hatta bu süreçte ve sonrasında bizlere yardımı dokunacak her türlü bilgiye de açık olduğumuzu belirtmek isterim.
Araştırma sürecinde bulduğumuz eserler neler oldu? Neleri sıraladık? Şöyle bir isim sırası şeklinde ilerlemenin en doğrusu olduğu kanısındayım ve burada büyük emek harcadığımı belirtmek isterim:
Acaib-i Alem
Ahmed Metin ve Şirzat
Alayın Kraliçesi - Alayın Kraliçesine Zeyl
Aleksandr Stradella
Altın Aşıkları
Amiral Bing
Arnavutlar Solyotlar
Avrupa’da Bir Cevelan
Ben Neyim?
Beşair
Beşir Fuad
Bir Acibe-i Saydiyye
Cellad
Cinli Han
Çengi
Çerkez Özdenler
Çingene
Çocuk Melekat-ı Uzviye ve Ruhiyesi
Dolaptan Temaşa
Durub-u Emsal-i Osmaniyye Hikamiyyatının Ahkamını Tasvir
Dünyaya İkinci Geliş yahut İstanbul’da Neler Olmuş
Dürdane Hanım
Demir Bey yahut İnkişaf-ı Esrar
Eski Mektublar
Esrar-ı Cinayat
Eyvah
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Fenni Bir Roman yahut Amerika Doktorları
Gönüllü
Gürcü Kızı yahut İntikam
Hasan Mellah yahut Sır İçinde Esrar
Hayal ve Hakikat
Haydut Montari
Hayret
Henüz On Yedi Yaşında
Hilal-i Ahmer Cemiyet-i İnsaniyesinin Tarihi
Hikmet-i Peder
Hüseyin Fellah
İstibşar
Jön Türkler
Karı Koca Masalı
Karnaval
Kıssadan Hisse
Letaif-i Rivayat (İçerisinde 21 öykü vardır. Bazı öyküler farklı kitaplarda farklı isimlerle yayımlanmış olabileceğinden buna da değineceğiz ve o öyküleri de ekleyeceğim)
Suni’fi Zan
Gençlik
Esaret
Teehhül
Felsefe-i Zenan
Gönül
Mihnetkeşan
Firkat
Ölüm Allah’ın Emri
Bir Gerçek Hikaye
Bir Fitnekar
Nasib
Çifte İntikam
Para
Kısmetinde Olanın Kaşığında Çıkar
Diplomalı Kız
Dolabdan Temaşa
İki Hudutkar
Emanetçi Sıdkı
Cankurtaranlar
Ana Kız
Menfa
Mesail-i Muğlaka
Müdafa’a
Müşahedat
Nedamet mi – Heyhat
Niza’ı İlm-ü Din
Pariste Bir Türk
Rikalda yahut Amerika’da Vahşet Alemi
Seyyadane Bir Cevelan
Süleyman Musli
Şeytankaya Tılsımı
Şopenhavr’ın Hikmet-i Cedidesi
Taaffüf
Üss-i İnkılab ve Zübdetül Hakayık
Vah
Volter
Volter Yirmi Yaşında
Yeniçeriler
Yeryüzünde Bir Melek
Görüldüğü üzere bizim bulabildiklerimiz Ahmet Mithat kitaplığında yalnızca %15 civarında. Daha bunun yayımlanmayan, çeviri bekleyen, illa ki kaybolan veya yazar tarafından yazılıp da ona ait olduğu imzası olmadığı için anlaşılmayan gibi pek çok çeşidi var. Elimizden geleni de yapacağız bu konuda.
Şimdilik araştırdıklarımız ve bulduklarımız bu kadar. Birkaç yıl sonra yeniden bu çalışmalara döndüğümüzde hem yeniden araştırmamıza gerek kalmayacak hem de –umudum bu yönde- yeni bilgilerle harmanlamaya çalışacak ve eldeki Ahmet Mithat eserlerini güncellemeye çabalayacağız. Bu konuda kütüphaneci ve moderatör arkadaşlardan da ricam, bilmediği kitaplara lütfen dokunmasınlar. Bilhassa isimleri farklı diye kafalarına göre ayırma yapmasınlar bazı eserlere. ‘Geçmiş’ kısmından özellikle emek verip düzenlediğim eserlerde bunu rica ediyorum. Hayatımın 4’te 1’ini bu işe adadığım için bu şekilde konuşup hepinizden rica ediyorum.
Hepimize iyi okumalar dilerim..