İşçi mücadelesinin temellerinin atıldığı dönemleri anlatan okuduğum kitaplar ve yazarlar arasında açık ara en iyisi. Ne ütopik ne de aşırı dramatize edilmiş bir kitap. İşçi sınıfının burjuvalara ve toprak sahiplerine baş kaldırışını, aynı davayı paylaşan yoldaşların verdikleri haklı mücadeleyi ve organizasyonunu anlatan bir kitap. Kadınların geri plana atıldığı bir dönemde bir kadını ana karakter yapmak, devrim niteliğinde bir düşünce olmuş. Bir annenin evlat sevgisinden başlayıp, davaya gönül vermesi, davasını ve yoldaşlarını da ana yüreğiyle kucaklaması beni duygulandırdı. Ayrıca kitaptaki diğer kadın karakterlere de önemli nitelikler verilmiş. Dönemin politik ve askeri yapısı, toplumun sınıf ayrımı olanca gerçekliğiyle anlatılmış. Devrim mücadelesinde aşkın yeri yoktur, diyerek duygusallık bir kenara bırakılmış. Aynı davaya gönül verenler bir arabanın tekerleri gibi birlikte hareket ederken, her dönemde olduğu gibi mücadeleye destek olanlar da köstek olanlar da olmuş. Bu konuda her iki yönde de aşırılığa gidilmemiş. Yazarın kahraman bakış açışından ilahi bakış açısına muazzam derecede bir anlatımı olmuş. Karakter ve mekan betimlemelerini, mevsim şartlarını anlatışını çok başarılı bulduğumu söyleyebilirim. Olay örgüsünü ilmek ilmek işlenmiş gibi ahenkli buldum. Tek sorunsalım kitabın sonunun son gibi olmayışıydı. Sonunu ucu açık bırakarak devrim mücadelesinin her zaman devam edeceğini mi anlatmak istedi, bilemiyorum.. Bu sistemin sonu gelir mi bilemem. Ama Medeniyetin ilk çağlarından beri olduğu gibi; birilerinin ezen, birilerinin ezilen tarafta olacağını ve Pelageya Nilovna ve Pavel Vlasov’larımızın eksik olmayacağını söyleyebilirim. #215871957

AnaMaksim Gorki · Can Yayınları · 201928,5bin okunma

·

28 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Hasan Arıcı