Dokunaklı Öyküler Demeti
"Bende sığar iki cihan
Ben bu cihana sığmazam" diyen ve eserde bahsi geçen #nesimi gibi @turhanyildirim 'ın bilgisi, birikimi de bu esere sığmamış, sayfalardan taşmış âdeta. 
Modern Soslu Postmodern Makarna yazarın tabiriyle gerçekten "farklı" bir eser. Düşüne düşüne sakin kafayla okudum. Beni sarsan, etkileyen pek çok nokta oldu. Öykülerde neler yoktu ki içerik olarak. Kitaba adını veren ilk öykü fazlasıyla ironik geldi bana. Tebessüm ettirdi. 4,17 öyküsünde kahraman sanrılar görüyor. Kendini dissosiyatif kimlik bozukluğu olan #hulk karakterine büründüğünü hissediyor bir an. Sonra bir aktöre dönüşüyor. Derken kendine geliyor. Uçurtma Şenliği öyküsü en beğendiğim öykülerden biri oldu. Nesimi'den, Hasan Hüseyin Korkmazgil'den, Pir Sultan Abdal'dan (?) ve sinemada ilk izlediğim film #uçurtmayıvurmasınlar 'dan bahsediliyordu.
Radyo Motivasyon öyküsünde Gregor Samsa'ya , Saedi'nin ineğine telmihler güzeldi. Aylak Adam ve Tutunamayanlar başka öyküler gibi bu öyküde de etkisini hissettiriyordu. Bilinçli olarak noktalama işaretleri kullanılmayan kısımlar var eserde.
Şıp öyküsünde kahramanımız doğuştan gelen burun akıntısı rahatsızlığının zorluklarını hayatının farklı dönemlerinde yaşıyor. Marcel Proust'un #swanlarıntarafı Gogol 'un #burun öyküsü ile metinlerarasılık baskındı bu öyküde de. Eğitim hayatı, sınav sistemi eleştirisi göze çarpıyordu.
Küle Susamışlar öyküsü hayli hüzünlü bir öyküydü. #madımak 'ta yaşanan acılar etkileyici bir üslûpla dile getirilmiş.
Esarete On Dört Kala öyküsü de yine Tutunamayanlar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü Sefiller, Niteliksiz Adam, Aylak Adam, Kara Kitap, Üç Silahşörler, Dövüş Kulübü
Gölgesizler, Oyunlarla Yaşayanlar, Tehlikeli Oyunlar, Dönüşüm, Şato, Don Quijote, Kara Dörtleme, Terra Nostra, Ölüler Evinden Anılar gibi pek çok esere atıfta bulunan bir öyküydü. Metinlerarasılık yapılmasını severim. Üzüm Fırtınası öyküsü, büyülü gerçekçilik yoluyla üzümlere ruh veren bir öyküydü. İshak'ın Çığlığı öyküsü, patlama ile bitiyordu ki hüzünlüydü. İmparator Haydutyus'un Gündüz Düşü öyküsü de ilginçti. Noktalama işaretleri ve sesli harflerin kullanılmadığı, bir metni svblcğmthmn tmzdm fkt svdm. Küçük Kırmızı Japon Balığı öyküsü de farklı bir öyküydü. Toplumdaki acıların bireydeki yansıması başarıydı. Kardeşine Ağıt öyküsünde 12 Eylül 1980 askerî darbesinde tutuklanan Muzaffer Erdost ve İlhan Erdost anlatılıyordu. İşkenceden ölen İlhan Erdost ve kardeşinin adını kendi adına ekleyen Muzaffer İlhan Erdost 'un öyküsü çok hüzünlüydü.
18 Yıl 10 Ay 9 Gün öyküsünde post-modernizm nimetlerinden bolca istifade edilmiş yine. Raşel öyküsü, Rachel Corrie 'yi anlatıyordu. İnsanoğlunun bitmeyen kötülüklerini gördüğümüz bir öyküydü yine. Alayına Öykü, diğer öyküleriyle metinlerarasılık yaptığı bir öykü. Her paragrafta önceki öykülerden biriyle bağlantı var ve sırasıyla birer sesli harf hiç kullanılmamış. Lipogram tekniği uygulanmış. Gabo'ya, Joyce'a selam verilmiş. Oda Müziği bölümünde küçürek öyküler var. Ece Ayhan etkisini sevdim. Küçürek öyküler de kendileri küçük ama etkileri büyük, tesirli parçalardı. 
Turhan Yıldırım 'ı tebrik ediyorum. Sosyal ağları iyi kullanıyor. Ekşi Sözlük yazarlarından.( 750 entry) 1000 Kitap uygulamasında moderatör ve kütüphaneci kimliği var. Eleştirel okumalar yapan ve yorumlarını paylaşan nitelikli bir okur. YouTube kanalında pek çok kişiye fikirler veriyor. Tüm bunların yanında yazarlık konusunda da başarılı olduğunu görmüş oldum. Daim olsun başarıları. Tavsiye ederim eserini.
··
319 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.