1983 yılında İstanbul’da doğdu. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İşletme alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı.
Öyküleri, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Hece Öykü, Kirpi, Edebiyatist, Trendeki Yabancı, Parşömen Edebiyat, Litera Edebiyat, Oggito, İshak Edebiyat, Edebiyat Burada, Prolog Dergi, Yazı-Yorum, Tersakan Sanat, Mahal Edebiyat ve Martı dergilerinde yayımlandı.
Son olarak H2O Kitap tarafından yayımlanan Öteki Sesler seçkisinde bir öyküsüyle yer almış olup ayrıca çeşitli antolojilere öyküleriyle katkı sağladı. 2021 yılında ilk öykü kitabı Kara Gergedan Edebiyatist Yayınları tarafından yayımlandı. Edebiyat üzerine videolar çektiği bir Youtube kanalı da bulunmaktadır.
Uzun bir süredir yerli ve yabancı öykücülerin peşinde olduğum beni takip eden arkadaşlarım tarafından bilinmektedir. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu
Selamlar sevgili 1k dostları...
Pek çoğunuzun hemfikir olacağını bildiğim gibi, bana göre dünyanın en güzel hediyesi kitaptır. Ben de bu vesileyle buradan bir okur dostuma kitap(lar) hediye etmek istiyorum.
Seçtiğim kitaplara gelince; bu uygulamada geçirdiğim 5 yılı aşkın sürede çok kıymetli
Bir esere başlarken nasıl tanışırsınız onunla? İlk izlenim kapak resmiyle mi gelir? Sayfalarda elinizi gezdirir misiniz? Ya da satır aralarına sızar mısınız? Küçücük bir söz dizisinin elinizi tutup sizi içine çekmesini bekler misiniz? Benim yaptığım gibi...
Artık karnavalın sonu gelmişti, ruhu salyangozlarını da alarak çekip gidebilirdi bedeninden. (S/16)
Bu paragrafla tanış oldum, el sıkıştım Modern Soslu Postmodern Makarna'yla...
Yazmak; ne imrenilesi bir eylem. Mutluluğu, kederi, isyanı, haykırışı, suskunluğu satırlara dökebilmek ve minicik bir yerde okurla kesişmek. Eser,Turhan Yıldırım'ın ikinci kitabı. Toplam yirmiyedi öyküden oluşuyor. Zekice yazılmış, birbirinden özgün öyküler... Sistem eleştirisi yapılmış, tarihin kara lekelerine haykırılmış, sosyal yaralara parmak basılmış ve tüm bunlar öyle güzel harmanlanmış ki, kâh ütopik bir kahramanla kâh bir çocuğun gözünden resmedilmiş. Modern Soslu makarna tarifiyle gülümserken, Küle Susamışlarla hüzünlendim...
Güzel öyküler okudum ben. Yazarın öfkesine de ortak oldum. Yavru kedinin ölümüyle yaşattığı hüzne de... Yazmak, okuyucuyla buluşmak bu olsa gerek... Üç noktanın sonunun sizin tamamlamanıza olanak vermek.
Siz de tanış olun bu enerjisi yüksek eserle... El sıkışmanızı sağlayacak bir satır muhakkak bulacaksınız...
"Düşüncesizlerin baş olmadığı, düşüncenin suç sayılmadığı bir dünyaya, merhaba!"(S/88)
Sevgiyle...
"...sence bir gün düzelir miyim?.."
Sayfa 13..
Başlıyor bir bilinmeze yolculuğum. Giden benim, varacağım yer de ben, vakit benim, aynı zamanda yolun kendisi de ben. Hatta bavulumda bile ben varım.
Pastiş suyundan mı, ironikorganik Çin tuzundan mı bilmem zehir zakkum gibi oldu makarnam.
Kitabı küçük hacmine rağmen oldukça yoğun ve yüklü buldum. Yazar duyguları, olayları, yüklemleri, özneleri hatta ard arda anlatılan hikayeleri adeta bir soyut resim olarak tuvale aktarmış. Çok sayıda renk -yani yukarıda sayılanlar- birbirine katıştırılmış, geçişkenlik yüksek düzeyde. Hakkıyla