Yaratıcılığın kaynağı ile psikoterapide iyileştirici güç olarak yoğun bir şekilde kendisini gösteren eğilimin aynı şey olduğu
anlaşılıyor. Yani, insanın kendisini gerçek kılmaya, sahip olduğu potansiyellerinin ta kendisi haline gelmeye yönelmesi. Bununla,
tüm organik yaşamlarda ve insan yaşamında açıkça görülen yönelimleri -genişleme, büyüme, gelişme, olgunlaşma dürtüsünü— ve organizmanın ya da benliğin tüm kapasitesini dışa vurup seferber etme eğilimini kast ediyorum. Bu eğilim psikolojik
savunma kalkanları da diyebileceğimiz onlarca katmanın altına, çok derinlere gömülmüş olabilir; varlığını yok sayan ayrıntılı maskeler arakasında saklanmış da olabilir. Fakat yaşadığım deneyimlerden yola çıkarak inancım odur ki bu eğilim bireylerin
tümünde mevcuttur ancak ortaya çıkmak ve dışa vurulmak için uygun koşulları beklemektedir. Organizma, içinde bulunduğu
ortamla yeni ilişkiler kurarken ve en eksiksiz biçimde kendisi olmaya çaba gösterirken onu yaratıcı kılacak olan en birincil
motivasyon da işte bu eğilimdir.