Gönderi

"Elbiselerini getirdiler, giydirdiler, koltuğuna girdiler, merdivenlerden indirdiler. Bâbür-Rahma önüne kadar götürdüler. Burada kale kumandanı başını çevirdi. Acılı ve hüzünlü, her şeyden umudunu kesmiş bir bakışla 'Hücre-i Resullullah'a (Peygamberin mezarı) baktı. (...) Paşa'nın boynu bükülmüş, gözleri yaşarmıştı. 'Ne durma, ne düşmeden yürüme olanağı var' anlamında bir duruşla 'Görüyorsun Yâ Muhammed! Ben gitmiyorum, götürüyorlar!' demek istemişti. Aniden kılıç ve tabancasını hatırladı. Bunları getirdiler. Yavrusundan ayrılanların ancak hissettikleri bir duyguyla kalbi sızladı. 'Götürünüz, Hazreti Peygamber'in kızı Hayrünnisa Hazreti Fâtıma'ya emanet ediniz! Medine savunucusunun kılıcını, tabancasını ancak o koruyabilir' dedi. Götürdüler. Emanet yerine konduktan sonra Paşa Bâbü'r Rahma'dan çıkarılmıştı. Otomobile bindirildi. Soluna bir kaymakam (yarbay), karşısına bir jandarma yüzbaşısı yerleştirildi, tutuklu olarak götürüldü. Götürenler, Osmanlı subaylarıydı. Şerif Abdullah’dan emir almışlardı Fahreddin Paşa'yı Medine'den çıkarmak için... Mondros Ateşkesi imzalanalı üç ayı geçmişti; takvimler 104 Ocak 1919'u gösteriyordu...
Sayfa 69 - Cem YayıneviKitabı okudu
·
1 plus 1
·
1,086 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.