Gönderi

Farklılıklar Biz ve Yaşama Tutunmak
Bırakın gerçekler canınızı acıtsın. Gerçekle yüzleşir ve Gerçeklererinizden acı duymazsınız. Duysanız bile utanmazsınız veya duygusal zarar görmezsiniz. Acı bir duygudur, öfke de sevgi de üzüntü de birer duygudur. Buna örnek vermek gerekirse. Bir kaşınızın yamuk olduğunu düşünün. Veya sağ ayağınızın sol ayağınızdan iki numara büyük olduğunu 36-37 veya 40-42) bir ayakkabı alacaksınız ve magaza çok dolu girmekte tereddüt ettiniz. Tereddüt edecek hiçbir sey yok. İceri girecek ve çalışan personele "ayakkabı bakıyorum ve benim bir ayağım diğerinden iki numara farklı" demeniz sizi yerin dibine sokmaz. Burumun bir özür olmadığını ve bunun bir ayrıcalık olduğunu da düşünebilirsiniz. Mağazada bu konuyu konuşurken diğer müşterilerin sizi duyup-duymadığı konusunda da tereddüt etmenize gerek yok. Insanlar genelde kendilerini ve varlıklırını ön planda tuttuğundan yüz kişi içerisinde birisi sizi ya duyar ya da o da duymaz. Yer yüzünde insanlar çok nadir insanı görürler. Bakarlar demiyorum, çünkü bakmak fark etmek demektir. Sadece gelişi güzel süzer ve başka şeyle ilgilenmeye devam ederler. Bir takım özel insanların dışında gerçekleri veya var olan durumları fark ederler. Onlar da sanatçılardır. Sanatçılar gördükleri şeyi alaya almazlar; aksine gördükleri farklılığa değer verirler ve önemserler. Sizin farklılıklarınız onun için yeni bir dünya demektir. Ne kadar ilginç değil mi. Her şeyi ince-sık dokuyan sanatçı nasıl olur da bir insanın farklılığı (fiziksel veya ruhsal) onun duyyası oluverir. Sanatçılar her seyi görmeye alışık olduklarından -çünki izleme yetileri gelişmiştir- farklılikları gördüklerinde ilgi alanlarına girer. Çünkü farklıdır, farklı olan değerlidir. Bu bir başkasına değerli gelecek diye bir kaide değildir. Mesela bir roman okuyorsunuz, okuduğunuz roman ilk defa böyle bir kurgu ile yazılmış, farklı ve de benzersiz. Ve bir roman daha düşünüjn daha geçen ay okuduğunuz bir roman da benzer bir konu işlenmiştir. Yeni tanıştığınız bir roman ile aynı kurgusal yönlü bir romani iki defa okumak tat verir mi? Buna örnek olarak ses sanatçısını ele alabiliriz. Örnek olarak Mustafa Ceceli`nin sesinden bir ses daha çıksa veya Teoman ilk çıkan gibi tutunabilir mi müzik dünyasına. Neden Teoman, Duman, Barış Manço, Bergen, Orhan Gencebay gibi ismi sayısız yüksek ses sanatçıları isim yaltılar. Sadece sesi ve müziği ve de duyguları yansıttığı için mi? İlk oldukları için mi? Bir iş yerinde bir araba parcasının numunesi sonraki seri üretimde olacak parçadan yaklaşık üç veya beş kat daha pahallıdır. Farklılıklarınızla gurur duyun ve kendinizi önemseyin, her bir birey toplumun bir sonraki ilerleyen adımında öncüdür. Sokakta gördüğünüz bir dilencinin hayat akışınızı değistirecek bir dokunuşa ve farklı bir dünyaya ayak basacağınız noktaya gelebilir. Herbir birey toplamında bir topluluğu oluşturur. Bu sizi bir işçi, memur, patron, filozof da yapabilir. Buradaki her bir birey. Mesela yazıyı okuyan sizler, bir toplumu oluşturduğunuz gibi bir Kral, bir Başkan, köy ağası da yapabilir. Ben neden bu kadar düşük gelirliyim (bu arada iki paragraf önce konuyu bitiriyordum, uzadı burayi da yazıp konuyu kapayalım) diye kendinize eziyet etmeyin, herkes büyük mevkilere gelemeyebilir. Bir öğretmen olamayabilirsiniz veya bir mühendis. Herkesin okuyup üst düzey yönetici olduğu bir dünya da alt kadroları kim tamamyalacak? "Ben olmayayım da kim olursa olsun" inşaat mühendisiydiniz ve de beklenmedik bir kaza sonucu felç kaldınız. Bu daha ağır olabilir, evet. Burada önemli olan konu sizin nerede, ne şekilde ve Nasıl bir durumda olduğunuzun bir önemi yok. Önemli olan "doğru bir birey olmaya çalışmak ve hakkaniyetli, ahlaklı bir toplumun (her bir bireyin) öncüsü olabilmek Okuamaya Zaman Ayırdığınız için Teşekkürler Ederim
·
181 views
Bu yorum görüntülenemiyor
☆ Şükoo ☆ okurunun profil resmi
Paylaşımı 1 ay sonra görmem dışında bir sorun yok şimdilik . Yazdığınız konularda çok haklısınız . Şuanda yetişen nesil önce aile içi bağları sayesinde bir çok şeyin farkına varıp ona göre şekil alır diye düşünüyorum . Dış etkenlerle , çevreyle , arkadaşları veya sosyal medyada gördükleriyle kendilerine bir şey yapmak veya yapılmasını istemek zorunda bırakılan gençlerin , aile tarafından etkin müdahale sayesinde kurtulacaklarını kendilerinin çok özel ve kendileri olduğunu görmelerini sağlamak çok daha doğru olacağını düşünüyorum . Önce aile , her şey aileden geçiyor . Zorbalık veya baskı ile değil ama . Mesela ben çok kilolu ve yüzü sivilce dolu biriydim ve ailem yüzünden insan içine çıkamaz olmuştum . Yok yüzüne kimse bakmaz yok seninle dalga geçerler vs . Öz güven yüklemek yerine onu sıfırın altına karanlığa attıklarını bilmeden tabi . Neyse ustam çok konuştum . Aile önemli ... deyip susayım 🙋‍♀️🙋‍♀️
Hora Usta okurunun profil resmi
Hayatta başarılar dilerim. Umarım özguvenini tekrar kazanmışsindır abicim
1 next answer
Hora Usta okurunun profil resmi
Konu üzerinde yorum yapabilirsiniz bilgiler sunabilir,, karşılıklı sorular sorarak konuyu genisletebiliriz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.