Demek insanın ruhunu yalnızca Tanrı görebilir öyle mi?Yanılıyorsunuz
''Bu yaşımda başıma gelen en güzel şeysin.''
Şairinde dedigi gibi bu zamana kadar seninle neden tanışmamışım Dorian Gray...
Bir kitap bir insanı nasılda baglayabilir bu kadar etkileyebilir. Eserdeki karakterler olsun işlenilen hikaye adeta usta işi kalemin eserine son dokunuşları gibi kusursuz işlenmiş.
Oscar Wilde Birleşik Krallık Victoria Dönemi'nde edebi zekası ve ince nükteleri ile döneminde ününü estetizm akımının öncüllerinden olarak ön sıralarda taşımıştır. En tanınan eseri 
Dorian Gray'in Portresi olarak döneminde büyük eleştirilere sahne olmuştur.Döneminde katı bir ahlak anlayışı oldugu için cinsel tercihlerinden dolayı iki yıl hapis hayatı yaşamıştır. Özgürlüğünü eline aldıktan sonra Paris'te yoksulluk içinde vefat etmiştir.Döneminde en büyük eleştiri oklarına hedef olmasına sebep olan anlayışı''Sanat için sanat anlayışıdır.'' Dorian Gray'in Portresi eserindede ressam Basil Hallward bu akımın en önemli temsilcisi sanatçı olmuştur.
Dönemin Birleşik Krallığı'ndaki ahlah anlayışını ve üst zümreye ait yozlaşmış kültürün sert eleştirilerini eserde hissetmekteyiz. Dorian daha saf,güzelliği ile insanlarda mutluluk ve hayatın güzelliklerini hissettirirken,üst sınıftan soylu aileye mensup Lord Henry ile tanışması belkide yozlaşmasının önünü açmıştı. Lord Henry üst zümrenin aile içlerinde yaşanılan son derece kültür yapılarını bozan davranışları, normal karşılayıp bunları savunması aslında Oscar Wilde'in kültürel yozlaşmaya en büyük eleştiri robotu görevini icra etmiştir.
Lord Henry derki: ''Zamanla renginiz solacak,yanaklarınız çökecek,gözünüzün feri gidecek.''
Sahi realitede de bu böyle değil mi ? İşte Dorian bundan aldığı güçle haz ile hayatını baştan aşağı degiştiriyor.Gençligin saflıgını temsil eden karakterden insanların içindeki kötülük ile zevk yolunda hayatını mahvediyor,mahvettiriyor...
''Zaman ilerlesede asla yaşlanmıyor ruhunu şeytana satmışsın sen.'' Dorian bir zamanlar gençliğinin güzelliğiyle hayatını mahveden o dileği; rastgele tanıştıgı Basil Hallward'ın kendi portresini çizdiği zaman söylemiştir.Gençligi asla gitmicektir ya da fiziksel olarak mı gitmicekti sadece? Bunu farketmesi için hayatında bir çok kötülük yaşamıştır artık iyi bir insan olmak istemektedir. Bunun için çabalamıştır. Ama başarısızlık bundan gelmez mi? Kendisi ile birçok insanın hayatınıda mahvetmiştir.Ahlaksızlığı yücelttiğini son derece normal bir davranış gibi sergilemesi Victoria döneminin salt eleştirisidir.
Eser döneminin eglence,kültür,yaşayış,zevkini,moda,aşk,para ilişkilerini hikayede yaşamın içinde bir mücevher işçisi gibi işlemesini andırıyor.Aşk konusu varsa sonu genelde ölümle beraber ilerleyen tren lokomotifi gibi raylar diziside oluşturur. Dorian'ın aşık olduğu Sibyl Vane ;Aşkın sonsuz kudretinin temsili olarak sahne ışıklarını kendisine yansıttırıyor.
Eserin içeriğinden bahsetmek istersen ayrı bir kurmaca roman bile çıkıcak kadar kaliteli bir yapıttır. Kitabı okumayı bırakırken aklımın kaldığım yerden devam etme hissi uyandıran nadir kitaplardan,eleştirisel olarak bakmaktan ziyade hazzını almayı tavsiye ediyorum.
İyi okumalar Sayın Romalılar (^ ͜ʖ^)
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.