Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

264 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar için kuşak çatışmasını konu alan ilk kitap diyebiliriz. Kitabın ana karakterleri ise sırasıyla şöyle; etkilerini ilk kes Rusya’da göstermeye başlayan Nihilizm (hiççilik)’den etkilenen Bazarov. Bazarov’un üniversitede tanıştığı ve kısa sürede fikirleriyle etkisi altına aldığı, soylu bir toprak sahibinin oğlu Arkadiy. Arkadiy’in babası Nikolay Petroviç ve amcası Pavel Petroviç. Kitap boyunca yazarın da olayların akışına müdahale ederek belirttiği gibi sürekli eski-yeni çatışmasına şahit oluyoruz bu hikayede. Ancak ben ne Bazarov’un ne de Arkadiy’in Nihilizm’e tam olarak hakim olduğunu ve bu düşünceye tam anlamıyla uygun bir yaşam sürdürdüklerini düşünmüyorum. Bana göre onlar, üniversite için şehir dışına çıkıp ilk kez özgürlüğü tadan ve yaşları itibariyle de ‘her otoriteyi’ inkar etmeyi doğru bulan iki genç yalnızca. Bazarov’un karakter olarak her şeyle alay eden, duygulara ve hatta bilime dahi inanmayan, umursamaz biri olması onu Arkadiy’den bir nebze de olsa ayırıyor gerçi. Kitapta en sevdiğim karakter Arkadiy’in amcası, eski bir asker emeklisi olan Pavel Petroviç oldu. Tepeden tırnağa eskiyi, aristokrasiyi temsil eden bu yaşlı adamla Bazarov’un tartışmalarını okumak büyük bir zevkti benim için, kitapta bu tartışmalara daha fazla yer verilseydi itiraz da etmezdim kuşkusuz. Ancak hikaye bir süre sonra -her klasik eserde olduğu gibi- umutsuz bir aşk hikayesine evrildi. Duygulara ve aşka inanmayıp her fırsatta bunların yapay olgular olduğunu savunan Bazarov, inandığı hiçbir ilkeye uymayan bir kadına; Anna Sergeyevna’ya aşık olur. Burada özellikle belirtmek istediğim bir şey var; kitaptaki baş kadın karakter olan Anna Sergeyevna klasik edebiyatta alışageldiğimiz kadınlardan oldukça farklı. İlk kocasıyla yalnızca rahat etmek için evlenen Anna, yaşlı kocası öldükten sonra evine çekilip kendisine bir düzen ve huzurlu bir ortam yaratan zeki ve genç bir kadındır. Özgürlüğüne de taparcasına önem verir. Dillere destan bir güzelliği olmasa da onda, karşısındaki erkeği hemen etkisi altına alan bir şeyler olduğu muhakkaktır. Anna Sergeyevna iç huzura ve düzene öylesine düşkündür ki, Bazarov’a karşı bir şeyler hissetse dahi onun sevgisine karşılık vermez ve bir süre sonra duygularının ‘geçtiğini, kaybolup gittiğini’ farkeder. Nitekim sonradan geleceği parlak genç bir avukatla bir başka mantık evliliği yapar. Doğrusu, Anna Sergeyevna’yı da ‘alışılagelen kadın’ profilinde olmadığı için oldukça sevdim. Nitekim kitabın başından sonuna dek hiçbir karakter değişimine uğramadan olduğu gibi kalmayı başardı. Bu nedenle yaptıklarının doğru ya da yanlış olduğunu söyleyemiyorum; çünkü kendince haklıydı kuşkusuz. Sevdiği kadından karşılık alamayan Bazarov ise hem arkadaşı Arkadiy’den hem de şehirden uzaklaşır ve kendini doğduğu yer olan küçük bir kasabaya kapatır. Hem aşkına karşılık bulamadığı için ümitsiz hem de sıkıcasına bağlı olduğu tüm ilkeleri çiğnediği için öfkelidir. Nitekim kaptığı tifo mikrobu nedeniyle aynı öfke ve ümitsizlikle ölür. Arkadiy ise Bazarov’un ve onun öğretilerinin etkisinden çoktan çıkmıştır. Anna Sergeyevna’nın kız kardeşi Katya ile evlenir ve mutlu bir ömür sürer. Kitabı genel olarak beğenmekle birlikte baştan sona eski-yeni, baba-oğul çatışmasını konu alsaydı çok daha akıllarda kalırdı gibi geliyor bana. Tüm bunların yanında kitapta beni en çok etkileyen sahne; Bazarov ve Pavel Petroviç’in birbiriyle düello yaptıktan sonra yan yana oturup sessizce birbirlerini anladıklarını kabullendikleri sahnedir. Yazar Turgenyev burada, dostların birbirini anlamasıyla düşmanların birbirini anlamasının ne kadar farklı olduğunu söyler ve bence haklıdır da. Babalar ve Oğullar’ın yer yer ezberleri yıkan ve mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Babalar ve Oğullar
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,5bin okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.