Gönderi

Dostoyevski’nin ölümünden altı yıl önce, 1875 yılında yayımlanan Delikanlı -her ne kadar Suç ve Ceza ya da Karamazov Kardeşler’deki metafizik ve varoluşsal derinliği yakalayamamış olsa da- Dostoyevski’nin diğer bütün eserleri gibi anlamlı bir “vicdan muhasebesinin meyvesi”. Dönemin baskıcı rejimine karşı yürütülen bazı faaliyetlere katıldığı gerekçesiyle tutuklanıp idama mahkûm edilen, ardından da affedilip cezası kürek mahkûmluğuna ve hapse çevrilen Dostoyevski, hapisten çıktıktan sonra, önceden gururla dillendirdiği ve tutuklanmasına neden olan ateist, devrimci ideolojiden (Fransız edebiyat eleştirmeni René Girard‘a göre “kopya edilmiş, taklit ideoloji”den) kendisine zaten ait olmadığı gerekçesiyle vazgeçerek farklı bir kişiliğe bürünür. Değişiminin temelinde de hiç kuşku yoktur ki -eserlerinde olduğu gibi- tarifi pek de mümkün olmayan bu vicdan muhasebesinin izleri vardır. Aksi olsaydı eğer, her biri ayrı bir vicdan hesaplaşmasının yansıması olan bu muhteşem eserler yazılabilir miydi? Nitekim başkahramanı Arkadyeviç Makaroviç olan Delikanlı adlı roman da genç bir adamın “kendini yargılamak” amacıyla, belleğinin en karanlık köşelerinden bulup ışığa çıkardığı anılarından oluşuyor.
·
32 görüntüleme
Şaziment Küskü okurunun profil resmi
Eseri beğenmiştim. Yorumun yine çok güzel canım Hocacığım 💚👏😍
Gülsüm Şule Bayraktar okurunun profil resmi
Teşekkür ederim canım hocam 🫠♥️😘
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.