Hem bir Tolstoy hayranı hem de biyografi okumayı seven bir okur olarak bu kitabı okurken inanılmaz zevk aldım. Hatta bu kitaba sadece kitap demek az kalır diye düşünüyorum çünkü Henri Troyat öyle ustaca hazırlamış ki... Sanki doğumundan ölümüne kadar her gününü yanında yaşamış biri gibi anlatabilmiş ve bunu yaparken de öyle akıcı bir üslup kullanmış ki asla sıkılmadan 950 sayfayı devirebiliyorsunuz. Tolstoy ailesinin günlük ve mektup konusunda çok zengin olduğunu biliyoruz hatta Tolstoy yaptığı işlerde yanında olan insanlardan da günlük yazmasını isterdi. Bu sayede bu enfes eser yazılırken çok fazla günlüğe başvurulmuş hatta bazı noktalarda iki farklı günlüğün birbirini nasıl tamamladığını da anlatılır. Okuyucunun herhangi bir muallakta kalmasını istememiş diye yapıldığını düşünüyorum ben. Tolstoy’un anne ve babasının evliliği ile başlayan kitap kronolojik bir şekilde hem hayatının her detayını hem de eserlerin o dönemde nasıl yazaıldığını anlatır. Kitaptaki karakterler aslında kimden ilham alınmış, hayatındaki etkisi ne ve sonrasında kimler tarafından nasıl eleştiriler almış vs… En ufak detaylara kadar düşünülüp yazılmış derya deniz bir eser anlayacağınız. Benim bu en sevdiğim özellik Tolstoy’un sadece yazar olarak değil; asker, düşünür, pedagog, öğretmen, okur, eleştirmen, yazar, baba ve bir eş olarak her yönü ile ele almasıydı çünkü çoğunlukla yazarlığı ile bilinmesine ragmen bu kitabı okumamla birlikte farkettim ki bir usta ve Tolstoy olmak için bu yollardan geçmeseydi belki kitapları basıldıktan 3-5 yıl sonra unutulurdu. Ama yaşadığı ve yaptığı her şey ile Tolstoy daha yüzyıllarca okunmaya devam edilecek büyük bir usta ! Bazı bölümlerde de Tolstoy’un sanata ve dine nasıl yaklaştığı üzerinde durulmuş ve bu noktalarda aslında kitaplardaki karakterleri daha iyi anlıyorsunuz (Levin ve Anna Karenina gibi), bazı bölümlerde aile dramaları ortaya çıkıyor ve bir baba ve bir eş olarak Tolstoy’a sinir oluyorsunuz hatta yaptıklarına aşırı şaşırıyorsunuz ve bunlarınj yansımalarını da kitaplarda direkt olarak görmüş olmamız hayretverici (aile mutluluğu ve Kroyçer Sonat gibi). Son olarak da kitap boyunca (en azından okuma sürecimde benim başıma gelen) sürekli bir sorgulama haline giriyorsunuz. Tolstoy’un hayat yolculuğuna bu kadar yakından dahil olup sorgulamadan okumak olmazdı tabii ama kitap boyunca tıpkı Tolstoy gibi din, sanat, toplum, eğitim, aile ilişkileri ve ahlak üzerine düşünüyorsunuz. Tolstoy’u ya da onun hayatındaki insanların haklı olup olmadığını ve Sonya’ya haksızlık edip etmediğini… Bu eser, biyografi veya Tolstoy severleri ya da benim gibi ikisine de aşık olanlar için inanılmaz bir hazine. KESİNLİKLE OKUMALARINI ÖNERİRİM. İkisine de bu kadar düşkün olmayan ama okumak isteyenler için en azından birkaç Tolstoy kitabını okuduktan sonra bu kitaba yönelmelerini önerebilirim çünkü tüm eserleri hayatına o kadar bağlı ki eserleri okumadan hayatı okumak çok sıkıcı ya da anlamsız gelebilir ama önce eserler sonra biyografi şeklinde okursanız çok daha büyük zevk alırsınız. Son olarak da dili o kadar ağır değil ama çok detaylı olduğu için not alarak ya da araştırarak gideceksiniz okuma sürecinde ve bu okumanızı yavaşlatacak. Bunun için endişelenmeyin, keyifle okuyacağınızdan eminim ama yine de keyifli okumalar dilerim şimdiden ! Okuma listelerinize kesinlikle eklemeniz gereken bir kitap.

Lev TolstoyHenri Troyat · İletişim Yayınları · 201090 okunma

·

309 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.