Gönderi

Günahkarın ağlaması, bir babanın ölmek üzere bulunan oğluna ağlaması gibi olmalıdır. Ah (şu) insanın deliliği (ah), kendinden ruh (u) ayrılan bedene ağlar da, günah nedeniyle Allah'ın merhametinden ayrılan ruha ağlamaz. Söyleyin bana, denizci, gemisi fırtınaya tutulup parçalandığı zaman yitirdiği şeyleri ağlamakla geri getirebilecek olsa ne yapar? Belli ki (oturup) acı acı ağlar. Ama, size diyorum ki size, insan ağladığı her şeyde günaha girer de, yalnızca günahına ağladığı zaman (girmez). Çünkü, insana gelen her belå kurtuluşu için Allah'tan gelir ki, (daha) buna sevinmesi gerekir. Fakat, günah, insanın helâki için Şeytan'dan gelir de, insan buna üzülmez. Mutlaka buradan fark ediyorsunuz ki, insan kayıp peşindedir, kår değil.. Bartalemus dedi: «Rab ( Efendi) , kalbi ağlamağa yabancı olduğu için ağlayamayan kimse ne yapsın?» İsa cevap verdi: "Gözyaşı dökenlerin hepsi ağlamıyor, ey Bartalemus. Allah sağ ve diridir ki, gözlerinden hiç yaş düşmeyen, (ama yine de) göz yaşı döken bin kişiden daha çok ağlayan insanlar bulunur. Bir günahkârın ağlaması, üzüntünün ağırlığı nedeniyle dünyevi sevginin tüketilmesidir. O kadar ki, nasıl güneş ışığı en üste konanı bozulup çürümekten korursa, aynen öyle de, bu tükeniş ruhu günahtan korur. Eğer Allah, gerçekten tevbe edene denizin suları kadar göz yaşı verecek olsa, o, çok daha fazlasını arzular; ve böylece bu arzu, yanan bir ocağın bir damla suyu tükettiği gibi, seve seve dökeceği bu küçücük damlayı da tüketir. Fakat, hemen hıçkırıklarını koyuverenler, yükü azaldıkça daha hızlı giden at gibidirler."
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.