Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

376 syf.
5/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Eline kâğıt kalem alan herkesin kendini yazar olarak kabul etmesi sadece bizim zamanımızla sınırlı değilmiş. Evet, kimisinin hayal gücü çok etkileyici olabilir lakin bunu anlatamadıktan sonra pek bir kıymeti kalmıyor. Büyük heveslerle başladığım Şeytan Çıkaran bu yıl yaşadığım bir başka hayal kırıklığı. Şimdi spoiler vermeden kitabı neden sevmediğimi anlatmaya çalışacağım. ∆ Kitabın her şeyden önce en büyük kusuru olay örgüsünün nedensellik ilkesinden epey uzak oluşuyla başlıyor. Okuduğumuz kurgusal bir eserse olay örgüsü dikkat ettiğimiz ilk yapı unsurlarından biri oluyor. Hâliyle buradaki olmamışlık kitapta anlatılmaya çalışan kurgunun anlatılamamasının en büyük sebebi oluyor. ∆ Kitabın bir başka olumsuz tarafı yine roman yapı unsurlarından biriyle ilgili. Kişiler. Romanda esas karakter kim ya da kimler pek belli değil. Sanki romanda ismi geçen herkesin önemli bir işlevi olacakmış gibi bir tavır takınılmış. Bu da romanın son derece sıkıcı ve durağan ilerlemesinin nedeni olmuş. Esas olayla hiç ilgisi olmayacak bir örnekle bu söylediğimi anlatmaya çalışacağım. Kitabın ortalarında bir dedektif ortaya çıkıyor. Bu dedektifin diğer kişileri sorgulaması gerekiyor. Ama öyle bir tavır takınıyor ki bu dedektif sanki göreve yeni başlamış da yol yordam bilmiyor. Üstüne üstlük her sorgulayacağı kişi için yok kusura bakmayın, yok vaktinizi aldım gibi cümleler söyleyip bir de kendi özelini olur olmadık anlatıyor. Yahu dedektifsin sen be, azıcık görevinin adamı ol. Ama yok, son repliğine kadar karakter hiç değişmiyor. ∆ Romanın bir başka sevmediğim unsuru yazarın ayan beyan misyonerlik faaliyetleri sürdürüyor olması. Hayır kurguda bir yeri olsa yapmaya çalıştığının anlayacağım ama ilk başta söylediğim gibi olay örgüsünün nedensellik bağı olmadığı için yazar inancını okura inandırmaya çalışıyor. ∆ Yazarken fark ediyorum da kitapta sevdiğim pek bir şey yok galiba. Bir başka sevmediğim unsur kitabın sonu. İnanın onca korku hikayeleri okumuş, korku filmi izlemiş biriyim hiç böyle absürt bir son görmemiştim. Onca okumanın sonunda göreceğim bu muymuş, dedim. ∆ Kitabın benim için olumlu yönü olmasa da verdiğim puanlar şunlarla sınırlı. İlki bu kitap yazarın yazmış olduğu ilk kitapmış ve döneminin ilkleri arasına giriyormuş. Hatta kitabın senaryosunu da yine yazar yazmış. Bu arada o filmi IMDb puanı yüksekti diye yıllar önce izlemiştim ama beğenmemiştim. Hatta neden o kadar yüksek puanı olduğunu anlamamıştım. Tabii filmini izlediğimi kitabı okurken elbette fark ettim. Ama hani şöyle bir genelleme vardır filme uyarlanan hikâyelerin özgün yani kitap hali daha iyidir. İşte sırf bu genellemeye bu kitap da uyuyordur diyerek ısrarla kitaba devam ettim. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ne kitap da iş var ne de film de. Benim gibi bir okurun ve izleyicinin bu kitabı ve filmi sevebilmesinin tek yolu izlediği ve okuduğu ilk korku hikayesinin bu olmasıyla mümkün olabilir. Gerçi ondan da çok emin değilim. Çünkü sevdiğim eski korku filmlerini hâlâ seviyorum tabii korku hikâyelerini de. O yüzden ilk olsa da sevmezmişim gibi hissediyorum. ∆ Uzunca bir neden bu kitabı sevmediğim ve sevmediğim hâlde neden kitaba devam ettiğimin hikâyesi bu şekilde. Doğal olarak sizlere önermeyeceğim. Ama çok merak ediyorsanız filmine biraz bakıp ilginizi çekip çekmeyeceğini anlayabilirsiniz.
Şeytan Çıkaran
Şeytan Çıkaran
William Peter Blatty
William Peter Blatty
Şeytan Çıkaran
Şeytan ÇıkaranWilliam Peter Blatty · İthaki Yayınları · 0230 okunma
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.