Ve son olarak asıl soru: eğer Alain Badiou’nun öne
sürdüğü gibi Mayıs 68 (Çin Kültür Devrimi’yle birlikte) bir çağın sonu olduysa, Ekim Devrimi’nin başlattığı o
büyük devrimci-politik dizinin kesin tükenişini işaret
eden bir son olduysa, bugün nerede duruyoruz? Eğer
durumumuza 68 gözüyle bakarsak, çözümlemeye hege-
mon parlamenter-demokratik kapitalizme radikal bir
alternatif vaadi rehberlik etmeli: geri çekilip farklı
“direniş sahalarından” eylemde bulunmakla mı sınırlı
kalacağız, yoksa hâlâ daha radikal bir politik müdahale
hayal edebilir miyiz?