Vonda N. McIntyre’ın Düşyılanı kitabı bir yazarlık atölyesinde rastgele çektiği Cow ve Snake kelimelerinden türeterek oluşturduğu kısa bir öyküye dayanıyor. Ursula K. Le Guin gibi feminist bilimkurgu ekolünün bir üyesi olan yazar Düşyılanı ile Hugo, Nebula ve Locus ödüllerini kazanmış. Bilimkurgu klasiklerinin 81. Kitabı olan eserin çevirisi Aslı Genç’e ait.
Kıyamet sonrası Dünya’ya konuk olduğumuz kitapta, elit bir grup korunaklı bir şehrin içinde yaşamını sürdürürken dışarıda kalan insanlar zorlu şartlara uyum sağlamak zorunda kalmış. Nükleer savaş sonucu harap olan ve büyük bölümü çöllerden oluşan bu ortamda insanlar teknolojik olarak da büyük kayıplara uğramışlar. Yılan isimli karakterimiz sahip oldukları sınırlı bilgilerle insanları iyileştirmeye çalışan şifacılardan biri. Düşyılanı ise şifacıların kullandığı Dünya dışı bir canlı türü. Bu canlının zehri uyuşturucu madde özelliği taşıdığı için şifacılar için oldukça önemli. İyileştirme seanslarından birinde Düşyılanı öldürülünce karakterimiz zorlu bir yolculuğa çıkarak yeni bir Düşyılanı bulmaya çalışıyor.
Feminist bilimkurgu öncüsü olan yazar güçlü kadın karakterler oluşturmuş. Bunu yaparken de kadınları körü körüne yüceltip, erkekleri yerin dibine sokmamayı da başarmış. Baş karakter şifacı olunca iyileştirme bütün yönleriyle ele alınıyor. Fiziksel iyileşmenin yanında Melissa karakteri aracılığıyla ruhsal iyileşmenin de işlendiğini söylemeliyim. Dili oldukça yalın olan kitap ortalara doğru biraz konudan uzaklaşır gibi olsa da oldukça akıcı ve sürükleyici bir anlatıma sahip.