ÜÇ KAFADARIN ESRARENGİZ YOLCULUĞU HÜLYA BİLGEN Herkese Merhabalar Benim Sevgili Dostlarım. Nasılsınız bakalım? Keyifler yerindeyse, okumaktan acayip zevk aldığım bir şah eser ile geldim. buralardayım. Öncelikle söylemek istediğim birkaç cümleyle giriş yapmak istiyorum. Malum benim giriş gelişme ve sonuçlarım meşhurdur ya bu çocuk kitapları madem bu kadar şahane, madem bu kadar çoğunlukta, ya arkadaş zaman tüneli icat edipte bu tatlıları 90 lı yıllara paslasak mı? Neden benim çocukluğumda yoktu? İsyanımı asla bastıramıyorum. Hoş çocuk ruhumla yaşama devam ederken, bu eserleri inanın ki çocuklardan önce, kaybolmuş çocukluğuna merhem olmak adına, yetişkinlerinde okumasını kesinlikle istiyorum. Gelelim mi üç kafadarımızın neler yaptığına? Oo neler yapmamışlar ki? Bir varmış, bir yokmuş, kitabımızın üç asil kankileri Torpi, Korot, Sitil varmış. Aslında hepimizin okul zamanında böyle ayrılmaz doritosla dippas gibi ayrılmaz kankilettolar vardı. Bak bunlarda o kişiler. Biraz haylaz, biraz melankolik, biraz maceracı, fazlasıyla meraklı mesela Torpi inanılmaz derecede detaycı ve deneysel yaşamayı seven karakter. Sitil kendini bildi bileli, süslü dış görünümüne önem veren biridir. Bence en hazin hayatı yaşayan, her mevsim üzerinden çıkarmadığı palto ile dolaşan Korot’tu. Aslında pek ortak noktaları olmasa da birbirlerine küçük yaşta sahip çıkmayı öğrenmiş, anca beraber kanca beraber mantığı ile dostluklarını sürdürmüşlerdir. Maceraya nasıl giriş yaptılar dersiniz? Okullarının düzenlediği piknik etkinliğine katılmakla mükellefler, çünkü devamsızlığın sınırını epey zorlayan bu üçlü kombo, el mahkum pikniğe giderler. Giderler gitmesine de, yine rahat durmazlar ki? Okul arkadaşlarının oyunları demode bulan ve oldukça sıkılan bu gençler, hadi ormana gidelim? Kafamıza göre bir şey buluruz mantığın ile yola koyulurlar. Diyorum ya varsa eğer gerçekten ilk benim kullanmam gereken zaman makinesi. İşte ne olduysa Sitil’in duyduğu o tılsımlı sesi duymasıyla oldu. Bu kafadarlar sesin geldiği yöne gitmeye karar verirler. Birbirlerine dönüp aa sende duyuyomusun gibi telkinleri vermeyi ihmal etmiyorlardı. Taa ki Mücafora ile karşılaşana kadar. Şaşkınlıklarını gizleyememişler ancak sohbet etmeyide ihmal etmemişlerdi. Ancak ne olduysa bir anda zaman aşımına uğrayıp bu üç kafadar kendilerini 1950 döneminde buluyor. Öylesine panikliyorlar ki; Mücafora yı bulmak istiyorlar. Geri dönmek için öyle çaba sarfediyorlar ki; karşılarına Allahtan iyi insanlar çıkıyor ve soluğu Maksut Efendinin evinde alıyorlar. Tabi o sürece kadar başlarına neler geliyor burası spoiye girer muhakkak okuyun! Peki sonunda geri döndüler mi sizce? Kendileri bile yaşadıklarının gerçek mi rüya mı olduğuna inanamazken, küçük bir sürpriz bekliyor sizleri. Hülya Hanım’dan bu kafadarları koskoca bir seri haline getirmesini yürekten diliyorum. Oğlum okula başladığında ve okumayı öğrendiğinde kesinlikle ona okutacağım nadide bir eser olmuş.

Üç Kafadarın Esrarengiz YolculuğuHülya Bilgen · Kent Kardeş Yayınları · 201829 okunma

·

47 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Esra Caner Canalp Cenkalp Özatalı