Mesajların bildirimleri hep geç gelirdi sevgili, o yüzden gün boyu tek tek kendim bakardım buraya mesaj gelip gelmediğini görebilmek için. Denesene sevgili mesaj atmayı belki bildirimler düzelmiştir, artık anında geliyordur bildirimler. O kadar çok gelirdim ki sevgili buraya, belki de bildirimlerde hiçbir sorun yoktu biliyor musun, belki belli bir yerden sonra düzelmişti. Neden böyle yazdım biliyor musun sevgili çünkü dediğim gibi o kadar çok gelirdim ki buraya o kadar çok ki sen yazarken yakalardım hep, bildirim gelmesine gerek kalmazdı. Mavi bir renkle "yazıyor..." yazısını görürdüm her seferinde. O kadar mutlu olurdum ki sevgili o kadar mutlu olurdum ki "yazıyor..." yazısını gördüğümde, o kadar çok mutlu olurdum ki sevgili... Hala çok fazla geliyorum biliyor musun sevgili, hala çok fazla geliyorum. Yazmadığım zamanlarda bile burada oluyorum. Sanki hiçbir ismin yazmadığı sonsuz bir mezarlıkta senin mezarını bulup seni diriltmeye çalışıyor gibiyim burada. Her gün seni arıyorum burada. Keşke ben seni arayıp, bulup, diriltmek isterken sen beni bulup diriltsen sevgilim... Sanki burada el ele tutuşup aşkımızı yaşarken bir an elimden kayıp kalabalığa karışıp kaybolmuş gibisin. Endişeyle seni arıyorum. Bir keresinde çocukken kaybolmuştum sevgili, çok endişelenmiştim. Babamı arıyordum, ben babamı ararken o beni bulmuştu. Sırtıma dokunarak burada olduğunu göstermişti. Sevgili ben seni ararken sen beni bulsan ya, sen sırtıma dokunsan ya sevgili. Bütün endişelerimi korkularımı benden alıp söksen... Bendeki sana ait olan boşluğu doldursan ya sevgili. Ben bu boşlukla yaşayamıyorum, beni bu boşlukla yaşatma çünkü yaşayamıyorum, yapamıyorum. Her şeye gücüm yeter de bir tek sensizliğe yetmiyor. Her düştüğümde kendim kalkarım ama sen düşürürsen sensiz kalkamam, elini uzatmanı isterim; o el uzanana kadar da ne kalkabilirim ne de kalkmak isterim...