Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

140 syf.
8/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim.
"Ben hasta bir adamım...Kötü bir adamım. Suratsız bir adamım ben." diyerek kitaba giriş yapıyor Dostoyevski. Bu cümlede duraksayıp yapılan özeleştiriyi benimsemeye çalışmıştım.Evet bazen bizi niteleyen cümle de olabiliyor bu giriş. Yeraltından Notlar'ı iki bölüme ayrılablir. İlk başta zihinsel bir çatışma, gelgitler ve yargılamalarla dolu karamsar üslupla yeraltı olarak nitelediği kısıma giriyor. Diğer kısım ise olay örgüsü ile veriliyor. İlk süreçte oturtturamadığınız kısımlar burada olaylarla bağlantı kurarak çözümlenebiliyor. Tabii kitabı ilk sayfalardan sonra yarım bırakmazsanız. Bir çok insan karamsar üslubundan, dilinin anlaşılamadığından bahsederek kitabı yarım bıraktığından söz etmişti. Nedense bana ilk birkaç sayfadan sonra çok manalı ve akışkan gelmişti kitap. Hatta bazen hangi ülkeden hangi ırktan olursa olsun Dünyanın değer yargıları hep aynı çerçevede dönüyor, sorunlar belli başlı diyerek evrensel düşüncelere kapıldığım olmuştu. Kitabın kahramanı isimsiz ama kendi içsel analizlerinden yola çıkarak anlattığı (belki de yakındığı desek daha doğru olur) ele aldığı konularda aslında başkahraman kendisidir. İsterseniz siz de olabilirsiniz tabii. En başlarda bi noluyor ya diyerek afallayabiliyorsunuz en azından bende öyle oldu çünkü içsel dünyamızın kuytu köşesinde üzerini örttüğümüz yanlarımızı, Dostoyevski tokat gibi suratımıza çarpmış. Karşımıza öncelikle kendi ruhsal çatışmasından, kendini bi kalıba koyamamaktan, kendini yargılamayla karşımıza çıkıyor. " Keşke sadece tembellik yüzünden hiçbir şey yapamamış olsaydım. Tanrım o zaman kendime ne büyük saygı duyardım. Tembellikte olsa belirli bir özelliğe sahibim, buna eminim diye kendime saygı duyarım." Birazcık kendini yerdikten sonra ardından genel olarak insan yorumlaması yapıyor. "Çünkü insan ahmak yaratıktır, son derece ahmak! Daha doğrusu ahmak değil de nankördür; eşine rastlanmayacak derecede nankördür." Bu olumsuzlukların ardından akıldan bahsediyor yazar. Aklın takdire şayan olduğundan bahsederken diğer taraftan da aklın sadece zihinsel ihtiyaçları giderdiğinden asıl kudretli olan şeyin arzu olmasına değiniyor ( ki arzu'nun da hayatta beş para etmez değişikliklere sebebiyet verebileceğini söylüyor.) Bu noktada bir süre yazarın çelişkilerine maruz kalıyor insan fakat tam bu noktada sen kitaptan neyi çekip almak istersen onu alıyorsun. Bu kargaşadan sağ çıkabilirseniz olay örgüsüyle anlamlandırmaya başlayabilirsiniz hem orada bazen hayata dair bazı şeylerin güzellemelerini yapıyor. Bu güzellemelerden alıntılar paylaşacak olursam eğer; "Hayat; kederiyle, acısıyla da güzeldir. Yaşamak nasıl olursa olsun arzu edilir." diyerek hayatın tadından "Bir ailenin hayatı ne kadar kötü gitse, gene de ana baba insana düşman, yabancı olmaz. Yılda bir olsun sevgi gösterirler. Hiç olmazsa o zamanlar bir yuvan olduğunu anlarsın. Ben ailesiz büyüdüm; belki de ondan böyle... duygusuz oldum." sanırım en çok bana dokunan buradaki aile kavramı olmuştu. "Aşk kutsal bir sırdır; sevişenler arasında ne geçerse, yabancı gözlerden saklanmalıdır. Bu onu kutsallığını bir kat daha arttırır."(syf.104'deki uzun paragrafta daha net anlatılır.) burada ise evliliğin, aşkın gerçekten içten hislerle olunca aşkın geçmeyeceğinden bunun sürdürülebileceğinden ve üçüncü kişinin asla olmaması gerektiğine değinilmişti. Buradaki anlatısı ise en çok hak verdiğim olmuştu çünkü insanlar birbirinin derdini benimsemiyor ki mutluluğunu istesin o yüzden üçüncü kişilere sınır koyup ilişkimizi koruyoruz :) Eğer köşenize çekilip, kendinize döndüğünüz bir zamanda okursanız bu kitabı. (ne zaman okunacak bir kitap denilirse insanın yalnızlığıyla keyif duyduğu zaman olabilir derdim.)Yazarın iç karmaşasıyla, çelişkisiyle toplumun zehirli yanlarını anlatmasıyla kimi zaman da hayatın güzel kısımlarından da bahsetmesi ile kısa bir yolculuk arkadaşı olabilecek bir kitaptır. Sonuca bir arkadaşımın sözleriyle gelmek istiyorum çünkü o kadar bahsetmemin ardından beni aydınlatacak ve hiç unutmayacağım şu güzel cümleyi kurdu; "Çok da şey yapmamak lazım." :)
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.