Bu yorum görüntülenemiyor
Bence sade cedel ehli ilimden ayrıştırılmamalı ehl-i haşviyye de bu taksimden payını ziyadesiyle almalı. Zira dinin aslını cedel için kullanmak kadar dinin fürû'nu tatmin için kullanmak da abes'tir.
Diğer yandan fıkıh usulu denilen yöntem-bilimin de başlı başına bir felsefe uğraşısı olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Zira İmam-ı Azam gibi selef ulemanın usul'e dair istinbat teorileri ve pratiklerinin Aristo'nun Homeros'tan iktibasla delillendirdiği bilgi felsefesinden (epistemoloji) aşağı kalır bir yanı yoktur. Hatta kudemanın usulü, yunan düşünürlerinin usulünden daha sistemli ve daha güçlü bir pratiğe sahiptir. Ancak bizde felsefe, yunan düşünürlerine methiye dizmek zannedildiğinden bu realite çoğu zaman gözden kaçar.
Bu minvalde vakiayı müsteşrik nazarıyla okumaktan kaçınılması gerektiği gibi aktivist perspektifinden bakmaktan da uzak durulması elzemdir...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.