Geçmişte, kilisenin zihne kılavuzluk ve tahakküm etme süreci bitmiş; ancak kılavuzluk ve tahakküm ortadan kalkmamış, sadece el değiştirmiştir. Çünkü geçmişte zihne kılavuzluk ve tahakküm etme misyonu kilise tarafından yerine getirilmekte iken, 19. Yüzyılla birlikte hâkim etki gittikçe devlet politikasına dönüşmeye başlamıştır. Bu şekilde modern dünyadaki bireyler, olmaları gereken bazı idealler uğruna, oldukları şeyi feda eden yaratıklara dönüştürülmektedir. Kilise: İnsanların, İsa'ya benzemeleri gerektiğini, Devlet: ideal yurttaş olmaları gerektiğini ve Liberal politikacı da: Her şeylerini insanlık davasına vermeleri gerektiğini salık vermektedir. Bundan dolayı modern insan, ne olmaları gerektiği konusunda imgelerle çevrelenmiş ve bu yüzden de kendini bulamamış, kendi olamamış bir kalabalığa dönüşmektedir.