Lehistan'ın bize bilmem kaç
kara kuruş vergi verdiğini ezberlerdik de ne Lehistan'ın neresi olduğundan, ne de kara kuruşun değerinden haberimiz vardı. Atatürk "Samsun'a ayak basar"dı. Ne işin zorluğunu hissederdik, ne işgalin acısını, ne millî ve milletler arası siyasî ortamı. Atatürk diye bir süpermen vardı ve nasıl olsa eninde sonunda bizimkiler maçı kazanacaklardı. Bu ruhsuz tarih, yirminci asırda Allah'ın Türklüğe en büyük
hediyelerinden Mustafa Kemal'i bile devalüe ediyordu. "Vatan, millet, Sakarya" diye seslendirilen Türklüğü aşağılayıcı tekerleme bu tarih şuursuzluğundan doğdu.