Gönderi

Dinlemek istiyorsanız size bir şey anlatacağım. İstiyorum. Tuhaf biri olduğumu düşünebilirsiniz. Düşünebilirim. Belki zaten öyle düşünüyorsunuz. Hayır öyle düşünmüyorum. Liseyi bitirdiğimde on altı yaşındaydım, Wal-Mart'ta işe girdim. Başka yapacak şey bulamadım. Paraya ihtiyacımız vardı. Az bir para olduğu halde. Her neyse işe başlamadan önceki gece bir rüya gördüm. Daha doğrusu rüya gibi bir şey. Yarı uyanıktım galiba. Bu rüyada ya da her neyse onda oraya gidersem onun beni orada bulacağını gördüm. Wal-Mart'ta. Onun kim olduğunu, adını ve tipini filan bilmiyordum. Ama onu gördüğümde tanıyacağımı biliyordum. Takvimde günleri işaretliyordum. Hapiste yapılır ya. Hapse girdiğimden değil ama herhalde öyle yapılır. Doksan dokuzuncu gün kapıdan içeri girip spor malzemeleri nerde diye sordu ve oydu. Yerini söyleyince bana baktı ve yoluna gitti. Sonra doğrudan yanıma döndü ve plaketimden ismimi okuyup adımı söyledikten sonra yüzüme bakarak işin kaçta bitiyor? dedi. İşte o kadar. Kafamda hiç soru işareti yoktu. O zaman da yoktu. Şimdi de yok ve hiçbir zaman da olmadı. Güzel bir hikayeymiş, dedi Bell. Umarım sonu da güzel olur.
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.