Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

279 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Toplumcu gerçekçi, özellikle de köy romancılığı Türk edebiyatının her zaman dimağlarda yaşayan yanı olmuştur. Bu anlayışın temsilcilerinden biri olarak karşımıza çıkan Fakir Baykurt, okuyucusunun dikkatini çekerek ve yazmış olduğu dönemlere ışık tutarak köy romancılığının kilometre taşlarından olmuştur. Baykurt'un köylü- aydın , köylü-devlet ilişkilerini irdelediği "Yayla" adlı romanı ilk olarak 1977 yılında yayımlandı. 274 sayfadan oluşan bu eleştirel roman Literatür Yayınlarının Aralık-2021 basımıyla hâlâ okurlarıyla buluşmakta... Roman Fakir Baykurt tarafından her bir bölümüne özel başlıklar verdiği otuz üç bölümden oluşmaktadır. (Morsay Kazısı, Yaylanın Sabahı, Kazı Ekibi, Hoca Bey, Morsay’da Gece, Köycülük, Tıraş, Sac Kavurması, Yeşil Yağmur, Dürbün, Uzunkaş Sineması, Bal Karması, Dağdibi Yolunda, Sarı Pikap, Kahveci Mustafa’nın Bağı, Bostanı, Kısmet Karı, Derece, Karanlıktan Aşağı, Doktor, Harun Efendi’yi Ararken, Yörük Obası, Sağlıkçı Harun, Öldüm Yalvara Yalvara, Kara Sivri, Orman Şefi, Köy Hocası, Ay Aydınlığı, Gecede Ok Gibi, Özel Mözel Hastaneler, Alakıyık Kuşu, Gülcan’ın Yeri, Öğrencilerin Döndürülüşü, Kazının Sürdürülüşü) Romanda olaylar Morsay Yaylası’nda geçmektedir. Yayla açık ve geniş bir mekân olarak insanın dört duvar arasına sıkışmadığı geniş bir mekân olarak dikkatleri çekmektedir. Romanda çevre olarak, Toroslarda Ballıdere köyünün yaylası seçilmiştir. Zaman olarak ise yaz mevsimi seçilmiştir. Olaylar bir temmuz ayında başlamış ve güz çiftleri sürülürken bitmiştir. Romanın başkahranı Gülcan'ın ölümünden sonraki süreç ise özetleme ile geçilmiştir. Ayrıca roman dönemin siyasi ortamı hakkında da bilgi veriyor. Romanda verilen bilgilere göre 1961 anayasası sonrası kurulan ve kısa adı TİP olan parti ikinci kez kapatılmıştır. Birinci kapatılma 12 Mart 1971 Muhtırası , ikincisi ise 12 Eylül 1980 darbesi ile gerçekleşmiştir. Romanda anlatıcı olaylara ilahî bakış açısı ile yer vermiş, Baykurt aradan çekilerek olayları ve olay akışını kahramanlarının diliyle okuyucuyla buluşturmuştur. Romanın dikkate değer asıl unsuru ise "dil"dir. Yöresel ağza ait pek çok kelimenin kullanılması ve bu kelimelerin kitabın sonunda bir sözlük hâlinde verilmesi okuyucusunun işini kolaylaştırmaktadır. Sosyal eleştirinin en güzel örneklerinden olan bu eser bana Şeyh Edebali'nin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." sözünü hatırlatmıştı. Çünkü romanda Morsay Yayla'sına gelen Arkeolog Hocabey devletin kendisine tahsis ettiği cipi halktan esirgemiştir. Torununu hastaneye yetiştiremediği için ölüme teslim eden bir dedenin çaresizliği okuyucuya devletin köye, köylüye olan ilgisizliğini sorgulatmaktadır. Bunun yanı sıra romanda hemen hemen her dönemde karşımıza çıkan çıkar ilişkileri, halk-sağlık-hastane problemleri tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmektedir.
Yayla
YaylaFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 2011237 okunma
·
37 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.