Gönderi

İnsan doğasının sınırları var; sevince, sıkıntıya, acıya belli bir dereceye kadar dayanabilir ve bu sınırı aştı mı tükenir. O halde insanın güçlü ya da zayıf olmasını tartışmıyoruz, aksine konumuz onun maddi ya da manevi acılara ne ölçüde katlanabileceği. Ve yaşamına son veren birine korkak demekle amansız bir ateşle ölen birine korkak demek arasında fark olmadığını düşünüyorum. Hayatın alışılmış döngüsünü hiçbir mutlu devrimin yerine koymaya gücünün yetmeyeceği, bir daha kendi ayakları üzerine duramayacağı, güçlerini yitirmesi ve dış etkilere açık kılınması aracılığıyla doğaya saldırılmasına ölümcül hastalık dediğimizi kabul edersin. O halde dostum bu söylediklerimizi "ruh" üzerinde uygulayalım. Kendi sınırlanmışlığı içindeki insana bir bak, duygular onu etkiler, ideler onda iyice yer eder, en sonunda gelişen bir tutku onun bütün sakin düşünme gücünü alıp götürür ve onu yok eder. Nasıl, sağlıklı biri yatağında yatan hastayı gördüğünde kendi güçleri ona en ufak bir fayda sağlamazsa, kayıtsız aklıbaşında biri talihsizin durumunu gördüğünde onunla konuşması boşunadır.
·
23 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.