Gönderi

124 syf.
·
Not rated
·
Liked
Doğduğum ama henüz 1 yaşındayken ayrıldığımız toprakların, canımız Diyarbakır’ımızın hasretini hep hissetmişimdir. Rahmetli annemden ve anneannemden dinlediğim eski Diyarbakır’ı, Suriçi’ni, Bağlar Mahallesi’ni, Hançepek yani Gâvur Mahallesi’ni, Dört Ayaklı Minare’yi, Hevsel Bahçeleri’ni, On Gözlü Köprü’yü, Gazi Köşkü’nü, Dağ-Urfa-Mardin-Yeni Kapıları, gün aşırı loğla sıkılaştırılan kerpiç damı olan evimizi, ev halkının akrep-yılan-çıyanlarla olan mücadelesini, “Moşe” -yani Yahudi- komşularımızı, “Gâvur veya Fılle” -yani Hristiyan komşularımızı, -onların dediği gibi- “Dacik” yani Müslüman komşularımızı , Türk-Kürt-Zaza-Ermeni-Süryani-Keldani-Yezidi komşularımızı, o muhteşem şivesi ile Mıgırdiç Margosyan’dan da okumak, bu hasreti bir nebze olsa dindiriyor. Hele ki üslubu, içtenliği, doğallığı, yumuşacık kalemi ve esprileri ile günden güne/kitabından kitabına kendisine olan hayranlığım katbekat artıyor. Şimdilik anı-öyküleri ile devam ediyorum. Doyamadım, doyamam…
Gavur Mahallesi
Gavur MahallesiMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000863 okunma
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.