Gönderi

144 syf.
8/10 puan verdi
"Emekli olunca ne yapacaksın?" sorusuna en çok verdiğim cevap "Koşuşturmayacağım, daha çok okuyacağım, yürüyeceğim ve gezeceğim" oldu. Antalya sıcakları nedeniyle yürüyüş şimdilerde ancak sabah erken saatte yapılsa da, sekiz ay boyunca her fırsatta yürümeyi özlemle bekliyorum. Okula yürüyerek gidip gelmiş bir nesildenim. Okul yolunda yürüyüş, hem hayal kurmaya, hem çevreyle ilişki içinde olmaya, hem var olan problemleri kafada ölçüp tartmaya, eve giderken evle, okula giderken okulla ilgili (varda) önemli şeylere hazırlanmaya yarıyordu. İlk gençlikte her yaşadığım şehirde, ya da çalıştığım yeni muhitte keşif, yenilik, zihni dans ettiren bir durumdu yürümek. İşe giden 40 dakikalık yolu yağmur yoksa her gün zevkle yürüyerek gidip geldiğim zamanlar oldu. Şimdi, ileri yaşımda ise bir tür özgürlük; kendimle başbaşa kalma, sakinleşme, düşünme, yolda rastladığım doğa parçalarıyla, insanlarla, direkt ya da dolaylı ilişki kurma durumu, bir varoluş şekli. Vazgeçilmez bir eylem. Daha önce "Gürültü Çağında Sessizlik" kitabını çok beğendiğim Kagge, bu kez yürümek hakkında yazmış. Bu kitap, onun kadar etkilemedi beni. Belki de yürüme nedenlerimiz neredeyse aynı olduğundan ve o bu nedenleri benden daha coşkulu anlatamadığından. Ben Rebecca Solnit'in yürümek hakkındaki kitabını seviyorum benzerleri arasından. Bu da fena değilse de, yürümeyi çok seven ve hakkında çıkanları okuyan biri olarak hoş bir okuma oldu sadece, küçük aydınlanmalar, keşifler pek azdı. Bu konuda hiç okumayanlar için yeterli olabilir.
Yürümek, Adım Adım
Yürümek, Adım AdımErling Kagge · Kolektif Kitap · 202381 okunma
·
261 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.