Duygusallık ve hüzün dozunun bu kitapta biraz fazla olması, hikayenin doğallığını kaçırmış. Şimdiye dek okuduğum kadarıyla Tarık Tufan okuyucuyu en çok finalde vurmayı seviyor. Vurmak diyorum çünkü sona doğru iyice kaptırmışken bir anda bıçak gibi kesiliveriyor ve kitap bitiyor. Bu kitabında da öyle oldu ve muhtemelen bir çok okuyucu finalde şoka uğradı; işin aslı, benim için de böyle olduğu söylenebilir ancak ben hikayenin finalinden daha çok Tarık Tufan'ın bu kadar basite kaçmasına şaşırdım. Ana hikayenin içerisindeki bazı yan karakterlerin de hikayelerine girerek kitabı uzatması daha güzel olurdu, çünkü şimdiki haliyle biraz aceleye getirilmiş bir roman hissi verdi bana.
Akıcılık açısından incelediğimde ise başarılı buldum. Kitabın tamamına yakın bir kısmını gürültülü bir ortamda okumama rağmen rahatlıkla dış ortamdan beni soyutlamayı başardı. Akıcı bir yapısı var. Önceki paragrafımda da yazdığım gibi, bu akıcılığı yakalamışken keşke biraz daha sürdürseydi.