…bizim Jöntürk, halkın ise biraz daha kaba olarak Contürk dediğimiz kimseler de istibdat (!) tan kurtulmak ve memleketi kurtarmak (!) için soluğu Paris'te almışlardır. Sultan Abdülhamid her nedense bunlardan çekinirdi. Paris'e kaçan, orada menbaı pek de iyi bilinmeyen yerlerden aldıkları paralarla gazeteler bile çıkararak istibdadı yıkmaya, hürriyeti getirmeye (!) çalışan bu kaçakları geri getirmek için az para ve gayret harcamış değildir. Mizancı Murad Bey gibi bazı idealistler ve koyu hürriyet taraftarları (!), padişahın af ve bol maaşlı memuriyetler vaadi karşısında her nedense şiddetli taraftarı oldukları hürriyet sevdasından vazgeçerek İstanbul'a dönmüşlerdir. Bu da bizdeki idealistliğin garib bir tezâhürüdür.
Samimî olarak hürriyet ideali için Avrupa'ya kaçan ve orada yabancılardan yardım dilenmeden sonuna kadar kalarak mücadele eden kahramanlarımızın (!) sayısı bilmem ki ikiyi üçü bulur mu?
Bunların da bir kısmı hürriyetten sonra memlekete dönünce:
"Hasret olduk eski istibdata biz!" diyen
Süleyman Nazif merhuma hak vermek zorunda kalmışlardır.