Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

120 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Platon’cu Hegel felsefesi gibi Platon’cu Leibniz felsefesi de her penceresinden Tanrı’nın göründüğü bir penceredir.” Eserin ilk kısmında Afşar Timuçin’in Leibniz felsefesine dair görüşleri mevcut. Leibnizin sistemleştirdiği monadlardan, etkilendiği filozoflara kadar bilgiler var. Bilindiği üzere Leibniz, Descartes ve Spinoza gibi önemli filozoflarla dönemdaştır. Bu bakımdan Leibniz’in ortaya koyduğu fikirler diğer düşünürlerin fikirleriyle çok fazla etkileşim halindedir. Leibniz tıpkı Platon gibi doğuştan fikirleri benimser. Yani a priori bilgilerin varlığını yadsımaz. Ancak Platon’dan ayrıldığı noktalar da vardır. Mesela dış dünyanın uyarıcı etkilerini göz ardı etmez. Buradan gelen bilgiyi kabul eder ancak ikincil derece olarak görür. Bunun nasıl olduğunu izah edelim. Leibniz bilgiyi ikiye ayırır. Bu bilgilerden ilki ‘us’un elde ettiği bilgilerken diğeri ise ‘olgu’lardan elde edilen bilgilerdir. Ussal bilgilere örnek olarak mantık ilkelerini verebiliriz. Nitekim mantık ilkeleri doğuştan ve ussaldır. Olgusal bilgilere ise deney ile elde edilen bilgilerdir. Yani bu bilgiler başka türlü de olabilen bilgilerdir. Eserin ikinci kısmı isminden de anlaşılacağı üzere metafizik alanına aittir. Burada Leibniz ‘töz’ kavramının çerçevesini çizerek, töze etki eden yegane varlığını ele aldır. Bu varlık Tanrı’dır. Önemli bir hristiyan olan Leibniz, Tanrı-evren-töz birlikteliğini Descartes’tan farklı bir şekilde yorumlar. Ona göre bir töz var olabildiği gibi ölebilir de. Tanrı varlığın tek nedeni olup, olası yaşamın en idealini yaratmıştır. Bu bakımdan tözlerin yapısı da bu ideal kapsam içerisinde değerlendirilmelidir. Zihinde kalın.
Leibniz'in Felsefesi - Metafizik Üzerine Konuşma
Leibniz'in Felsefesi - Metafizik Üzerine KonuşmaAfşar Timuçin · Bulut Yayınları · 201022 okunma
·
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.