Bazen bu acılar büsbütün artar, içini fenalık basardı. O zaman yataktan kalkar, diz çöküp, masum ve çoşkun bir ruhla dua eder, içindeki fırtınanın geçmesi için Tanrıya yalvarırdı. Kendini Tanrıya emanet ettikten sonra içindeki fırtına yatışır ve artık her şeyi oluruna bırakırdı.