Merhabalar
Bugün edebi diline hayran kaldığım bir yazarla geldim. Kaleme aldığı eseri oldukça titiz çalışmalar sonucu ortaya çıkaran yazarımız sevgili #yaprakkarahan #çokgözlümavi eserinde bizleri Yıldız apartmanına konuk ediyor. Dört kız arkadaş. Berna, Şeyda, Aydan, Nilüfer. Her birinin ayrı yaşanmışlıkları, yaraları, umutları, aldanmışlıkları, hüzünleri, sırları, takıntıları var. Birbirlerinden öylesine zıt karakterde olup dost kalmaları ve dahası birbirlerine destek olmalarını okumak beni mutlu etti.
•°• Berna karakterinde; obsesif takıntıların, hayat arkadaşını seçerken ne kadar dikkatli olunması gerektiğinin, kararlı olmanın insan hayatında farklı pencereler açabileceğini görüyoruz. Ayrıca çalıştığı sosyal hizmetler kurumuna gelen insanların çaresizliği, hayatı sorgulayıp şükretmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
•°• Şeyda karakterinde; sevgi kelimesinden, bağlanmaktan korkan, cesur giyim tarzı ile dikkatleri üzerine çeken, henüz 6 yaşında koruyucu ailesi Aydan ile yaşamaya başlayan genç kızı okuyoruz, ardında birçok sır ve acı gerçeklerle yüzleşen Şeyda beni şaşırtan bir hikaye barındırmıştı.
•°• Aydan karakterinde; başarılı, zengin, psikolog olan genç bayan kendi dışında herkese yetebiliyor, yaşadığı zorluklar karşısında kendini yemeğe veriyor, aldatılma ve güven problemi var.
•°• Nilüfer karakterinde ise; sınıf öğretmenliği bitirip evine gelmesi ile aile baskısını görmesi bir olup çalışmaya zorlanan, sınavı çalışmaya vakit bulamadığı için kazanamayan, ikinci üniversite bahanesi ile tekrar okul yazan, gece barlarda şarkı söyleyip çalışarak harçlığını çıkaran, kendisine tutkuyla bağlı erkek arkadaşına güven problemi yaşayan genç bayan, ailesinin bir sözü ve çevre baskısı onun için çok kıymetli.
Dört kadın da ufkuma ayrı katkı sağladı, özellikle Sırp katliamına değinilmesi, ince ayrıntılarda yazarımızın da farklı yazardan alıntılar alması, çeşitli metaforlardan yararlanarak bizlere ilklerle edebi zevk yaşatması hoştu. Keyif aldım, tavsiye ederim
#pamuksekerkitap
@yaprak__karahan
Ayşen Sıla
Halime
~~
#alıntı
Hayatında yaşadığın bu anıyı olay olarak değiştiremeyiz fakat algı olarak değiştirebiliriz
Hayatı tek boyutta yaşayanlar bataklığın içinde en kısa sürede kaybolanlardır.
Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı ayrıntılar bütünüydü hayat, görmesini bilene... Keza bakmak bile görmek arasındaki o ince çizgi, hayatı bir su damlasının akışında hissedenlerin işiydi.
Ne kadar insan varsa o kadar aşk ve tanımı vardı. Her aşk özneldi. Aşkı genel bir tanıma sığdırmak aşkın özünü hafife almaktı.
Her şeye, her acıya rağmen mutlu olmalı insan, kaybettiklerinin yerine de yaşamalı hayatı ki acısı anlam kazansın, sevdiklerinin ruhu huzura kavuşsun.
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.