Büyücü, büyüleyici bir kitap gerçekten, mutlaka okunması gereken listeme de rahatlıkla ekleyebilirim. İlk 100-150 sayfa biraz daha ağır ilerlemesine rağmen, sabırla devam etmenizi tavsiye ederim. Şuana kadar okuduğum tüm kitaplardan farklı, insanı savurup duruyor. Yalanlar, gerçekler, hepsi birbirine karışıyor. Tam bu sefer artık doğru yoldayız diyorsunuz, yine yalanların içinde boğuluyorsunuz. "Yalan dünya" kavramı bu olsa gerek. Ben kitabı okurken ve özellikle de bitirdikten sonra hayatı sorgulama seviyemi artırdım. Hikaye “Truman show” gibi. Birileri sizin tüm haytaınızı, yapacaklarınızı, ilişkilerinizi sürekli takip ediyor ve etkiliyor, sizi de o kadar manipüle ediyor ki, onların istediklerini yapıyorsunuz. Ve önemli bir konu daha, insan hayata karşı bir kere güveninin kaybetti mi, bir daha iflah olmuyor. Kitabın sonunda da bu güven kaybının sonuçları yer alıyor. Konusundan biraz bahsedecek olursam; Hikayenin kahramanı Nicholas Urfe, ailesini küçük yaşlarda keybetmiş ancak babasının güçlü etkilerini hep yaşatan, Oxford mezunu ama çağının bunalımlarını yaşayan, kadınların duygularını önemsemeyen, sadece bedenlerine odaklanan, doğru dürüst bir işte çalışmayan, kendisin olduğunda daha fazla gören bir genç. Londra'nın kasvetinden kaçmak için, belki de kendinden kaçmak için bir Yunan adasında bulunan öğretmenlik görevini kabul ediyor. Adaya gitmesiyle birlikte hızlı bir şekilde Conchis ile tanışıyor, başlangıçta onun doğaüstü birtakım güçleri olduğunu sansa da, sonradan herşeyin bir kurmaca olduğunu anlıyor. Conchis'in ona anlattığı hemen hemen her şeyin bir hikaye olduğunu, sürekli onun tarfında izlenerek, hayatına müdahale edildiğini, onun sayesinde tanıdığı kızların da yalan olduğu, herşeyi sürekli bir oyun olduğunu anlaması çok uzun zaman ve zorlu bir süreçte oluyor. Çok farklı bir kitap, severek okudum. Keyifli okumalar…

BüyücüJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20242,173 okunma

·

803 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.