Pirandello'nun anlattığı şekliyle, kamera önündeki oyuncunun üstüne çöken yabancılık duygusu, esasında, insanın ayna karşısında kendi görüntüsüne bakarken hissettiği yabancılıkla aynı türde bir duygudur. Oysa artık, yansıyan bu görüntü ayrılabilir, taşınabilir hale gelmiştir. Peki, o görüntü nereye taşınmaktadır? Seyircinin önüne.Sinema oyuncusu bu duygunun bilincinde olmaktan bir an dahi sıyrılamaz. Oyuncu kameranın karşısındayken, son aşamada seyircinin de, yani pazarı meydana getiren tüketicilerin de karşısına çıkacağını iyi bilmektedir. Oyuncunun hem emeğini hem de bütün benliğini, kalbini ve ruhunu sunduğu bu pazara elinin uzanması mümkün değildir. Çekim sırasında, ortaya çıkacak nihai ürünle teması, bir fabrikada çalışan işçilerin ürettikleri ürünle temasları kadar azdır.