144 syf.
10/10 puan verdi
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM...
Hayatımda en sevdiğim ve tekrar tekrar okumak istediğim bir kitap olarak okuduklarımın hepsine fark attı diyebilirim. Kitabı okurken yer yer sarsıldım, hatta çoğu yerde sarsılmış gibi oldum. Parçalandım, Allah'ım, ben nasıl biriyim senin katında, ben nasıl bir insanım, diye çok sordum, sorguladım kendimce... 
Mehmet Yıldız'ın hem videolarını hem de podcastlarini takip ediyorum. Videolarını not alırdım, kendimce. Kitaptaki bazı yerlerde izlediğim videolar aklıma geldi, daha bir etkileniyordum, daha bir sarsılıyordum, bazı yerlerde kalbim yerinden çıkıp uçmak isteyen bir kuş oluyordu sanki. Benim sınav senem bu sene. Risale okumaya başladığım, gerçekten hem kendimi, hem dinimi anlamaya ve farkındalık kazanmaya, daha iyi düşünmeye başladığım bir yıl benim için. Bazen nefsim diyor ki, ah be Rojin, bırak bunları, şu an önemli olan gece gündüz çalışman, çalışman, çok iyi rakiplerin var Rojin... Bilgisiz ve okyanusta sarsılan ve boğulmaya yakın, bir suyun altında, bir üstünde çırpınırken, ama kendimi gemide zannettiğim zamanlar strese girerdim, cidden, benim ders çalışmam lazım, namazımı kılıyorum yeter, diye düşünceler geliyordu. Hatta bazan bunları yapmak gibi düşünceler de geçti, hâlâ geçiyor, ama Allah Rojin'in elini tuttu, köpek balıklarıyla onu o okyanusta bırakmadı, elini tuttu ve dünyanın cennetini , seccadesini ve Allah'ını oksijeni belletti ona, şimdi Rojin endişelenmiyor, çünkü, Ya Zül Celali Vel İkram, Çünkü, Kün Fe Yekûn... Rabbim, şükürler olsun sana ki, bana kapılarını kapatmadın, yoksa ne yapardım sen bana kapılarını kapatsan? O kapıları kapatsaydın, biliyorum, bu kitabı okumak istemezdim, yüreğim dağlanmazdı...
Ben çalışıyorum, ve biliyorum, O beni benden daha iyi biliyor, benim ruhuma iyi gelen şeyi, bana iyi gelecek o şeyi... Sırtımı sana yasladım Yarabbi...
Kitap size hem bilgiler veriyor, hem de bu bilgileri sünnet, hadis ve Peygamberimiz (S.A.V) zamanındaki olaylarla, en önemlisi samimi ve çok akıcı bir dille anlatılıyor. Kıssalar beni çok etkiledi. Dinimi daha yakından tanıdım bu kitapla. Bu stresli ve şeytanın tuzağına kolayca düşebileceğim bir zamanda ilaç gibi geldi...
Dünya hayatı, bu, Allah'ın sinek kanadı kadar değer vermediği bu dünya için çok şeyler biriktiriyoruz, heybemize koyuyoruz, ama heybemiz de delikli yahu... Anlayalım artık, anlayalım. Anla artık be kardeşim, anla. Bak, belki bu yazıyı okuman bile Allah'ın senden ümidi kesmediğini göstermez mi?.. Allah'tan başka nereye sığınırsan orası sana gurbet oluyor. Anla artık kardeşim, dinini anla. Başkalarından, ağızlardan değil, bizzat sağlam kaynaklardan öğren dinini. Şekilci bir müslüman olmaktan çık artık. Yetmedi mi, anlamıyor musun, yetmedi mi yaşadıkların sana? Şunu unutma, her an ölecek bir an. Ve sen hala oturmus, ben namaz kılıp biraz oruç tutarım yeter, diyorsun. Biraz içeyim , biraz dedikodu yapayım, bir şey olmaz, namaz kapatıyor, diyorsun. Ama şunu bil ki, bu dünya ve ahiret eşit olmaz. Yani, burada sefadaysan orada cefa içinde olacaksın. Cefanı dünyada çek, yüzünü Allah'a, kıbleye çevir, ve başla yüce Zat-ın sonsuz huzur ve mutluluk veren AŞK'ına... Sen O'ndan başka kimsen olmadığını anladığında, bu dünya sana oyun gibi kolay gelir. Geçen dershane kantinindeki abi dedi ki, Allah benim çocuğumu alsa, belki şu an alır, üzülmem, çünkü mülk O'nun, dedi. İlk defa böyle samimi ve cesurca bir cümle duydu belki bu kulaklar. Sen Allah'tan korkarsan, Allah'ı kaybetmekten korkarsan Allah senden diğer tüm korkuları alır, ne zulüm, ne de daha fazlası... Yunus Suresi 62. Ayette,“ Bilesiniz ki Allah dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de,” buyruluyor. Allah'a yönel. Yalnızca O'na..
Unutma! Tek olmadığını unutma! Rabbini unutma! Her adımında, gördüğün her yerde O'nu hatırla! Bilmez misin ya Ademoğlu, sen Allah'ı hatırladıkça Allah gönlünde sevgisini daha da arttırır?..
Allah'ı tanımaya, öğrenmeye başla. Çünkü sen Allah'ı tanıdıkça sevmeye ve yakınlaşmaya, kainattaki derinlikleri görmeye başlayacaksın...
“Kendine sor ve defalarca şunu tekrarla: Derdi İslâm olan bunu ölürken de yansıtır. Derdi İslam olamayan bak ölürken ne görecek!” syf.139
Gel kardeşim, bırak her şeyi, bırak. Gel, dünya denen şu aldatıcı yerde kendimizi kandırıp üzüleceğimize, derdimiz, gecemiz, gündüzümüz Allah olsun, Resulü olsun... İçimiz yalnızca Allah'ı hakkıyla sevmenin derdiyle dolsun...
...“Efendimiz Aleyhisselam'a benzeyen Mus'ab Bin Umeyr'in şehadeti üzerine Uhud meydanlarında bir nida yükseliyor. Efendimiz (s.a.v) öldü sanan müşrikler, “Muhammed öldü, Muhammed öldü,” diye bağırıyor. Öyle bir nida ki her yeri inletiyor. Bu bağırmaları duyan sahabeler bu an telaşa düşüyor. İçlerinden Enes Bin Nadr diye bir sahabe çıkıyor ve telaşa kapılan sahabenin yüzüne, Uhud meydanını yerinden oynatacak o cümleyi haykırıyor: “Madem peygamber öldü. Siz neden O'nun öldüğü davada ölmüyorsunuz?
Soruyorum kendime, ben neden O'nun öldüğü yolda ölmüyorum?
Sor kendine, sen neden O'nun öldüğü yolda ölmüyorsun?
Başka taptıklarımızdan dolayı herhalde. Ahh...”
“Hakikatler gönlünde bir sarsıntı mı oluşturur yoksa uyanmak için hâlâ yerin göğün sarsılmasını mı bekliyorsun?..”
··
2 artı 1'leme
·517 görüntüleme
"Dünyanın boş ve aldatan yüzüne dönüp 'başlarım senin aşkına!' dedikten sonra ALLAH'a yönelip 'RABBİM önceden hazır değildim şimdi iznin olursa seve seve BAŞLARIM SENİN AŞKINA' diyeceğiniz bir kitap..."
✨🌹🤲
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.