Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

ÜÇ GÖK
"Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, YÖNETİMLERE, HÜKÜMRANLIKLARA, bu KARANLIK dünyanın GÜÇLERİNE, kötülüğün GÖKSEL YERLERDEKİ ruhsal ordularına karşıdır." (Efesliler 6:12 Kutsal Kitap, "göksel yerler" kavramıyla ne anlatmak istiyor? Aslında, Kutsal Kitap'ta üç gökten söz edilir. 2.Korintliler 12:2'de birden fazla gök olduğuna ilişkin direkt atıf vardır. Birçok Kutsal Kitap uzmanı Elçi Pavlus'un bu metinde kendinden söz ettiği konusunda aynı görüştedir. "On dört yıl önce alınıp 'üçüncü göğe' götürülmüş bir Mesih izleyicisi tanıyorum. Bu, bedensel olarak mı, yoksa beden dışında mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir. Evet, bu adamın cennete götürüldüğünü biliyorum; bu, bedensel olarak mı, yoksa bedenden ayrı mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir. Orada, dille anlatılamaz, insanın söylemesi yasak olan sözler işitti." (2.Korintliler 12:2-4) Eğer üçüncü gök varsa, bu durumda birinci ve ikinci göğün de olduğunu düşünmek akla uygundur, yoksa Kutsal Kitap'ın üçüncü Gök ifadesinin bir anlamı olmaz. Üstümüzde olan ilk üç göğe atmosferik gökler veya "göksel yerler" diyoruz. Bunun ötesinde, yani uzayda yıldızlar, güneş, ay ve gezegenler -yıldızlar alemi veya uzay- vardır. Buna ikinci gök denebilir. Onun da ötesinde, bilimin bilmediği veya henüz keşfedemediği, Tanrı'nın tahtının yer aldığı üçüncü Gök -Göklerin göğü- vardır. Kutsal Kitap'ta üçüncü Göğe ilişkin bize biraz bilgi sunulmakta. Örneğin, Yeni Antlaşma (İncil) altında Cennet'in üçüncü gökte yer aldığını biliyoruz. "İsa ona, “Sana doğrusunu söyleyeyim, sen bugün benimle birlikte cennette olacaksın” dedi." (Luka 23:43) "Evet, bu adamın cennete götürüldüğünü biliyorum; bu, bedensel olarak mı, yoksa bedenden ayrı mı oldu, bilmiyorum, Tanrı bilir. Orada, dille anlatılamaz, insanın söylemesi yasak olan sözler işitti." (2. Korintliler 12:4) "Kulağı olan, Ruh'un kiliselere ne dediğini işitsin. Galip gelene Tanrı'nın cennetinde bulunan yaşam ağacından yeme hakkını vereceğim.” (Vahiy 2:7) İsa'nın Tanrı'nın sağında Gökte olduğunu biliyoruz. "Rab İsa, onlara bu sözleri söyledikten sonra göğe alındı ve Tanrı'nın sağında oturdu." (Markos 16:19) "Oğul, Tanrı yüceliğinin parıltısı, O'nun varlığının öz görünümüdür. Güçlü sözüyle her şeyi devam ettirir. Günahlardan arınmayı sağladıktan sonra, yücelerde ulu Tanrı'nın sağında oturdu." (İbraniler 1:3) "Tanrı Oğlu İsa gökleri aşan büyük başkâhinimiz olduğu için açıkça benimsediğimiz inanca sımsıkı sarılalım." (İbraniler 4:14) Ayrıca Kutsal Kitap İsa'nın Mesih'e iman edenler için Gökte yer hazırladığını söyler: "Babam'ın evinde [Gökte] kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım." (Yuhanna 14:2-3) İsa'ya iman edenlerin öldüklerinde İsa'yla birlikte olmak üzere Cennet'e (Göğe) gittiklerini kesin bir biçimde biliyoruz. İsa, " Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım." (Yuhanna 14:3) demiştir. Pavlus da Mesih'e iman edenlerin öldüklerinde Cennet'e gideceklerini söyler: "Çünkü benim için, yaşamak Mesih'tir, ölmek kazançtır. Hayatta kalırsam yararlı işler yapacağım. Ama hangisini seçeceğimi bilemiyorum. İki s seçenek arasında kaldım. Dünyadan ayrılıp Mesih'le birlikte olmayı arzuluyorum; bu çok daha iyi. Ama hayatta kalmam sizin için daha gereklidir." (Filipililer 1:21-24) Kutsal Kitap, yalnızca tek bir gökten değil, "göksel yerlerden" söz eder. Efesliler 6:12 savaşımızın insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün "göksel yerlerdeki" ruhsal ordularına karşı olduğunu açıkça belirtir. ...Pavlus'un Efesliler 6. bölümde sıraladığı dört tür, sınıf veya kategoride kötü ruhlar ve cinler olduğunu söylemesiydi. İsa, bu kötü ruhları veya güçleri sıralarken, Pavlus'un en düşük sınıftaki kötü ruhlardan başlayarak yüksek sınıfa doğru bir sıralama yaptığını söyledi: -Yönetimler -Hükümranlıklar -bu karanlık dünyanın güçleri -kötülüğün "göksel yerlerdeki" ruhsal orduları (kötü ruhlar) "Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır." (Efesliler 6:12) Aşağıda sıralarına veya rütbelerine göre bu dört tür kötü ruh en büyükten küçüğe doğru sıralanmış ve karşısında açıklamaları yapılmıştır: 1. Kötü ruhlar veya kötülüğün göksel yerlerdeki orduları: - Bu sınıf, yeryüzünde değil, göksel yerlerdedir. 2. Bu karanlık dünyanın güçleri: - Bunlar, Mesih'e iman edenlerin yeryüzünde karşı koyup mücadele edecekleri en yüksek sınıftaki kötü ruhlardır. 3. Hükümranlıklar: - Bir sonraki sınıf veya kategoridir. Bunlar bu karanlık dünyanın güçleri tarafından yönetilip yönlendirilirler. 4. Yönetimler: - En düşük sınıftır. Bunlar öteki sınıflarca yönetilip yönlendirilen güçler olup kendi başlarına çok az düşünür ve hareket ederler. İlk üç sınıftaki kötü ruhun veya cinin -yönetimler, hükümranlıklar ve bu karanlık dünyanın güçlerinin- teneffüs ettiğimiz havayı ve hemen üstümüzdeki atmosferik gökleri içeren 'ilk gökte' yer aldıklarına Kutsal Yazılar'a dayanarak inanıyorum. Orası yani birinci gök, kötü ruhların yaşadığı mekandır çünkü Kutsal Kitap Şeytan'dan söz ederken, havadaki hükümranlığın egemeni tanımını kullanıyor. "Sizler bir zamanlar içinde yaşadığınız suçlardan ve günahlardan ötürü ölüydünüz. Bu dünyanın gidişine ve 'havadaki hükümranlığın egemenine', yani söz dinlemeyen insanlarda şimdi etkin olan ruha uymaktaydınız." (Efesliler 2:2) Orası onun egemenlik alanıdır. Onları göremezsiniz, ancak yeryüzünde kendilerine izin veren herkesi yönetip yönlendirirler. Atmosferin ötesinde ya da yıldızlar alemindeki havada ikinci gök yer alır ve o bölgede yıldızlar ve gezegenler vardır. Kişisel olarak ikinci göğün, Kutsal Kitap Efesliler 6:12'de sözü edilen "göksel yerler" olduğuna inanmaktayım. Orası kötü ruhların veya "kötülüğün göksel yerlerdeki orduların" egemenlik alanıdır. Bu iki göğün ötesindeki göğe de, göklerin Göğü de denilen, Tanrı'nın tahtının bulunduğu Cennet'in yer aldığı üçüncü Gök denir. Elbette, Tanrı'nın bulunduğu ortamda veya alemde kötü ruhların olmadığı kesindir. Göksel yerlerin yönetimlerin, hükümranlıkların, bu karanlık dünyanın güçlerinin ve kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal orduların egemenlik sürdüğü alan olduğunu biliyoruz. Adem'in egemenlik sürme hak ve yetkisini iblise devrettiğini anladığınızda, Kutsal Kitap'ta gördüğümüz bir şeyi -çifte egemenlik- kavramını anlamanız daha kolay olacaktır. Çifte egemenlik, göksel yerlerde egemenlik süren ve aynı zamanda yeryüzünde yaşayan insanların yaşamını etkileyen kötülüğün egemenliği anlamına gelir. Görünmeyen ruhsal güçler, insanlar izin verirlerse, görünen yeryüzündeki egemenlikleri yöneten insanları yönetip yönlendirirler. Efesliler 6'da savaşımızın insanlara (ete ve kana), yani yeryüzünde yaşayan insanların yapı ve kişiliklerine karşı olmadığı söylenir. Kutsal Kitap, göksel yerlerde egemenlik süren ruhsal varlıklara karşı savaştığımızı anlatır. Bu nedenle, çifte egemenlik, aslında göksel yerlerdeki ruhsal güçlerce yönetilen ve etki altına alınan insanların yeryüzünde hüküm sürdüğü bir egemenlik anlamına geliyor. Bu çifte egemenliğin örneklerini Kutsal Kitap'ta görmekteyiz. Örneğin, Kutsal Kitap bu çifte egemenliğin Hezekiel 28'de işlediğine ilişkin anlık bir bakış sunar. “İnsanoğlu, Sur önderine de ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: “Gurura kapılıp ben tanrıyım, denizlerin bağrında, Tanrı'nın tahtında oturuyorum dedin. Kendini Tanrı sandın, Oysa sen Tanrı değil, insansın." (Hezekiel 28:2) Hezekiel 28:1-10'da, peygamber Hezekiel aracılığıyla gurura kapılan bir adam olan Sur önderine peygamberlik içeren bir mesaj verilir. Bunun bir krallık yöneten gerçekten var olan Sur önderine atıfta bulunduğunu biliyoruz, çünkü Tanrı ona, "... insansın" diyor. (Hezekiel 28:2) Melekler ve kötü ruhlar insan değildir. Bu nedenle, Sur önderi, o dönemde bir krallık yöneten bir kişiydi. Ardından aynı bölümde, Hezekiel 28:11-19'da Hezekiel aracılığıyla peygamberlik içeren bir başka söz veriliyor, ama bu kez bir insan olmayan Sur kralına hitaben veriliyor. Sur kralı, göksel yerlerde egemenlik süren kötü ruhsal bir güçtü. “İnsanoğlu, Sur Kralı için bir ağıt yak. Ona diyeceksin ki, ‘Egemen RAB şöyle diyor: “Kusursuzlukta örnek biriydin, Bilgeliğin ve güzelliğin eksiksizdi. Sen Tanrı'nın bahçesi Aden'deydin. Yakut, topaz, aytaşı, Sarı yakut, oniks, yeşim, Laciverttaşı, firuze, zümrütle, çeşit çeşit değerli taşla bezenmiştin. Kakma ve oyma işlerin hep altındandı. Bunlar yaratıldığın gün hazırlanmışlardı." (Hezekiel 28:12-13) Bu metinde Lusifer'e atıfta bulunulduğunu daha önce belirtmiştik. Bir insan olan Sur önderinin Tanrı'nın Aden Bahçesi'nde olması olası değildi. Henüz doğmamıştı bile. Hayır, buradaki "Sur kralı" bir insana atıfta bulunmuyor; göksel yerlerde yöneticilik konumunda olup yeryüzündeki bir krallığı yönetmiş, düşmüş bir ruh ve yaratılmış bir varlık olan Lusifer'e atıfta bulunuyor. "Meshedilmiş, koruyucu bir Keruv(Melek) olarak Seni oraya yerleştirdim. Tanrı'nın kutsal dağındaydın, Yanan taşlar arasında dolaştın. Yaratıldığın günden Sende kötülük bulunana dek Yollarında kusursuzdun. Ticaretinin bolluğundan Zorbalıkla doldun Ve günah işledin. Bu yüzden kirli bir şey gibi Seni Tanrı'nın dağından attım, Yanan taşların arasından kovdum, Ey koruyucu Keruv. Güzelliğinden ötürü Gurura kapıldın, Görkeminden ötürü Bilgeliğini bozdun. Böylece seni yere attım, Kralların önünde seni yüzkarası yaptım. İşlediğin pek çok günah Ve ticaretteki hileciliğin yüzünden Kutsal yerlerini kirlettin. Seni yakıp yok edecek Bir ateş çıkardım içinden, Bütün seyredenlerin gözü önünde Seni yeryüzünde küle çevirdim. Seni tanıyan bütün uluslar sana şaştı, Sonun korkunç oldu. Bir daha var olmayacaksın.’” (Hezekiel 28:14-19) Daniel Kitabında çifte egemenliğe ilişkin bir başka örnek görüyoruz. Daniel oruç tutuyor ve Tanrı'yı arıyordu. Bir melek ona görünüp Tanrı'dan ruhsal bir esin verir. "Korkma, ey Daniel!” diye devam etti, “Anlayışa erişmeye ve kendini Tanrın'ın önünde alçaltmaya karar verdiğin gün duan işitildi. İşte bu yüzden geldim. Pers krallığının önderi yirmi bir gün bana karşı durdu. Sonra baş önderlerden Mikail bana yardıma geldi, çünkü orada, Pers krallarının yanında alıkonulmuştum." (Daniel 10:12-13) Göksel yerlerdeki kötü bir önder olan Pers krallığının önderi, Tanrı'nın mesajını Daniel'e getiren Tanrı'nın meleğini bunu yapmasını engellemek amacıyla göksel yerlerde onu alıkoydu. Melek, Daniel yakarmaya başladığı ilk gün mesajı getirmek üzere yola çıkmasına karşın, melek "...Pers krallığının önderi bana karşı durdu..." (Daniel 10:13) dedi. Melek ruhsal alemde, yani göksel yerlerde meydana gelen bir çarpışmayı anlatıyor. Melek burada ona karşı duran yeryüzünde yaşayan biri olduğuna atıfta bulunmuyor, bu kişi, göksel yerlerdeki kötü bir önderdi. Yeryüzünde, bir insan önder tarafından yönetilen fiziksel, yersel bir Pers krallığı vardı. Ama bu krallığın hemen üzerindeki göksel yerlerde karanlığın ruhsal bir krallığı vardı ve buna da Pers krallığı deniyordu. Bu ruhsal krallık, Pers önderi diye çağrılan kötü bir ruh tarafından yönetiliyordu ve bu kötü ruh yeryüzündeki Pers krallığını yönetiyordu. Dolayısıyla bu kutsal yazı bize, kendisine boyun eğmiş bir insan aracılığıyla yeryüzünde bir bölgeyi yöneten göksel yerlerde konut kurmuş bir ruhsal varlığa atıfta bulunuyor. Göksel yerlerdeki bu kötü ruh meleğin Tanrı'nın mesajını Daniel'e ulaştırmasını neden istemedi? Kötü ruhlar Tanrı'nın mesajının bugün insanlara ulaşmasını tam aynı nedenle istememekteler. Şeytan ve emrindekiler yeryüzünde Tanrı'nın isteğinin bilinmesini istemezler ve bu nedenle Şeytan Müjdenin gerçeğini görmesinler diye insanların gözlerini kör etmiştir. "Tanrı'nın görünümü olan Mesih'in yüceliğiyle ilgili Müjde'nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, bu çağın ilahı[Şeytan] onların zihinlerini kör etmiştir." (2. Korintliler 4:4) Daniel'in olayında Şeytan, Tanrı'nın geleceğe ilişkin planını Daniel'e açıklamasını engellemek için meleği alıkoymak istedi. Pers önderi Tanrı'nın meleğine karşı koyunca, çarpışmada meleğe yardımcı güç sağlamak için bir başka meleği, Mikail'i gönderdi: "...Sonra baş önderlerden Mikail[Tanrı'nın Meleği] bana yardıma geldi, çünkü orada, Pers krallarının yanında alıkonulmuştum." (Daniel 10:13) Nihayet, melek 21. günde duasının yanıtını içeren Tanrı'nın mesajını göksel yerleri yarıp geçerek Daniel'e ulaştırdı. Tanrı, Daniel'e yeryüzünde meydana gelmek üzere olan ve gelecekte olacak olayları Daniel'e gösterip açıklamak istemişti. Böylece kötü ruhların yeryüzündeki krallık ve yönetimler üzerinde egemenlik sürebileceklerini görüyoruz. Gelin özellikle İsa'nın bana anlattığı kötü ruhların bir türü veya sınıfı olan bu karanlık dünyanın güçlerine bakalım. İsa bana şöyle açıkladı, "Yeryüzünde uğraşmak zorunda en üst sınıf kötü ruhlar, 'bu karanlık dünyanın güçleri'dir. Onlar, Kutsal Kitap'ın tanımladığı özellikte varlıklar -güçler (yöneticiler). Bu karanlık dünyayı ve karanlıkta yaşayan insanları yönetmekteler." İsa ayrıca karanlığın güçlerinin , yöneticilerinin kurtuluşlarının ışığında yaşamayan ya da Mesih'te sahip oldukları hak ve ayrıcalıkları bilmeyen veya onları uygulamayan Mesih imanlılarını da etkileri altına alıp yönetmeye çalıştıklarını açıkladı. İsa, kendi Kutsal Sözü'ne göre, kendisine iman edenlerin bu ilk üç sınıf kötü ruh üzerinde yetkilerini kullanmaları gerektiğini anlattı. Bu sınıftaki kötü ruhlar şunlar: -Yönetimler -Hükümranlıklar -Bu karanlık dünyanın güçleri. Eğer bizler yeryüzünde ilk üç sınıf kötü ruhun işleyişini bağlayabilirsek, Kutsal Sözü'ne göre, -kötülüğün göksel yerlerdeki ordularıyla- kendisinin uğraşacağını söyledi. İsa, bunun doğruluğunu kanıtlamak için Matta 18:18 ayetini verdi. "Size doğrusunu söyleyeyim, yeryüzünde bağlayacağınız her şey gökte de bağlanmış olacak. Yeryüzünde çözeceğiniz her şey gökte de çözülmüş olacak." (Matta 18:18) Kötü ruhların bize yönelik işleyiş ve etkilerini Tanrı Sözü'nün yetkisine dayanarak İsa'nın (Yeşua) adıyla bağlamalıyız. "Ben size, yılanları ve akrepleri ayak altında ezmek ve düşmanın bütün gücünü alt etmek için yetki verdim. Hiçbir şey size zarar vermeyecektir." (Luka 10:19) "Bunun için de Tanrı O'nu pek çok yükseltti ve O'na her adın üstünde olan adı bağışladı. Öyle ki, İsa'nın adı anıldığında gökteki, yerdeki ve yer altındakilerin hepsi diz çöksün ve her dil, Baba Tanrı'nın yüceltilmesi için İsa Mesih'in Rab olduğunu açıkça söylesin." (Filipililer 2:9-10) "Ama sana karşı yapılan hiçbir silah işe yaramayacak, Mahkemede seni suçlayan her dili Suçlu çıkaracaksın. RAB'be kulluk edenlerin mirası şudur: Onların gönenci bendendir” diyor RAB." (Yeşaya 54:17) "Kardeşlerimiz Kuzu'nun kanıyla ve ettikleri tanıklık bildirisiyle onu yendiler. Ölümü göze alacak kadar vazgeçmişlerdi can sevgisinden." (Vahiy 12:11) İşte Matta 18:18 bu anlama gelir. Mesih'teki yetkimizin bilincinde hareket edip ilk üç sınıf kötü ruhun içinde yaşadığımız bu yeryüzündeki işleyiş ve etkisini bağlarsak, bu, onların bize karşı yürütmeye çalıştıkları her türlü operasyonu durduracaktır. Biz bunu yaptığımızda, İsa'da en yüksek sınıftaki kötü ruhlarla, kötülüğün göksel yerlerdeki ordularıyla uğraşacaktır.
Sayfa 17 - GDKKitabı okudu
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.