Julia’dan Sena’ya uzanan bir hikaye.. Polonya’dan başlayıp İstanbul’da sona eren bir hicret.. Henüz 18 yaşında babası tarafından evinden kovulan ve dilini bile bilmediği bir ülkeye yolculuk yapan gencecik bir kız çocuğu.. Yapayalnız çıktığı bu yolda aslında yalnız olmadığını ne güzel anlatıyor bizlere. Üzülme diyor sanki tüm evren ona, Allah bizimle beraberdir. İnsan feda ettikleri kadardır diyor
Julia Sena YAMANOĞLU , Rabbim feda ettiklerinin karşılığını da bol bol veriyor ona şükürler olsun. Pişmanlık yaşatmıyor, keşke dedirtmiyor. Tek keşkesi İslam ile daha erken tanışmamış olmak Sena’nın. Rabbim çıktığı bu güzel yolda iyilerle karşılaştırsın onu. Duru bir üslupla anlattığı
Benim Adım Sena kitabını okurken duygulanmamak mümkün değil. Gözyaşlarınız eşlik edecek size, buğulanan gözlerinizle çevireceksiniz sayfaları.. Ve Sena Yamanoğlu’lunun dilinden dökülen ve kalemine yansıyan dualara Aminn derken bulacaksınız kendinizi… Yeni öğrendiği bir dille kitap yazma gücü veriyor Rabbim ona bize de okumayı nasip etti şükürler olsun. Bir mucizeye daha şahitlik ettik Sena ile.. Yolu hayırlarla, güzelliklerle dolsun..