(168). Ey insanlar! Yer(yüzün)de bulunan (rızık)lardan helâl, (bütün şüphelerden) tertemiz ve lezzetli olan(lar)ı yiyin. Şeytanın izlerine uy(up da boşamaya dâir şart ve yemin etmeyin, günahlara adak yapmayın, Allâh’tan başkasının adına ant içmeyin ve helâlleri haram, haramları helâl say)mayın. Çünkü gerçekten o (şeytan) sizin için (zâhiren dost görünen) apaçık bir düşmandır.
(169). O size ancak (yalan ve kumar gibi) kötü şeyleri, (içki, iftira ve zina gibi) haddi aşan çirkin işleri (yapmanızı) ve Allâh’a karşı (iftirada bulunmak üzere kendi kafanızdan: “Şu helâldir, bu haramdır!” gibi laflar etmenizi, böylece doğruluğunu) bilmediğiniz şeyleri (Allâh adına) söylemenizi emretmektedir.