Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
6/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Dizisi varmış, izlemedim ancak konusunu duyduğum kadarıyla merak etmiştim, kitabını okumayı tercih ettim. İncelemeye başlamadan şunu belirteyim, benim okuduğum kitap, Everest Yayınlarına ait olmakla beraber eski bir basımdı, iki yüz değil yüz seksen bir sayfaydı. Bu basımı 1000Kitap'ta mevcut değil. İncelemem buradan itibaren spoiler içerebilir. Öncelikle, kitabın konusu ilgi çekici. Anne ve kızının etrafında gelişiyor bütün olaylar. Annenin akıl sağlığı pek yerinde değil, bu anlaşılıyor. Travmatik bir geçmişe sahip ve bunlarla sağlıklı bir şekilde başa çıkamıyor. İnsanlara karşı büyük bir tiksinti ve korkuyla geçiriyor hayatını, kızını da böyle büyütüyor. Sürekli kaçıyorlar, kimden kaçtıklarını hiçbir zaman açık etmiyor annesi ancak belli ki yakalanmaktan kaçıyorlar, polisler tarafından. Çünkü anne aynı zamanda, onu ve kızını üzen, yaralayan, kötü davranan insanları öldüren bir seri katil diyebiliriz. Kitap bazen anne ile kızın geçmişine değiniyor, bazen daha yakın bir zamanda gerçekleşen olayları okuyoruz ama değişmeyen tek şey, sürekli kaçıyor oluşları. Hareket hâlindeler, durmuyorlar, koşuşturmalı bir hayatın içerisindeler. Annenin geçmişi hakkında kitapta çok fazla bilgi verilmiyor, üstün körü bahsediliyor sürekli. Her ne kadar, anneyi daha iyi tanımak, onu bu duruma sürükleyen gerçeklerin neler olduğunu bilmeyi çok istemiş olsam da, bu konulardan ayrıntılarıyla bahsedilmemiş olması hoşuma giden bir unsurdu. Bilmiyoruz, sanki biz de anne ile beraber kaçıyoruz o geçmişten. Bir süre sonra bilmemek rahatsız etmiyor, hatta, daha iyi geliyor sanki. Bilemiyoruz. Kitapta belirli bir akış yok. Bazı bölümlerde bir anda geçmişe gidiyoruz, bazı bölümlerde bambaşka kişilerin gözünden okuyoruz romanı. Burada da hoşuma giden bir başka konu şudur: olayları gözünden okuduğumuz insanların hiçbiri, birbirine benzemiyor. Örneğin Bambi'nin gözünden okuduğumuz kısımlar hep daha çocuksu geldi bana. Annesine olan sevginin, sevgiden çok saf bir bağımlılık olduğunu görüyoruz ve sadece "annem, anneciğim" diye sayıklayan minik bir kız çocuğunu muhataba alıyoruz. Pek de eğitimli sağılmayan birinin ağzından okuduğumuz bölümler yazım hatalarıyla, küfürlerle dolu. Yüksek sosyeteden birinin ağzından okuduğumuz bölümlerde kurulan cümleler daha ahenkli, "Evet, nihayet diğerlerine nispeten edebi bir dil" dedirtiyor okuyana. Bu ayrıntıyı çok sevdim ben. Kimi karakterler seviyordu bu anne ile kızını, empati kuruyorlardı onlarla, belki acıyorlardı. Kimi kesinlikle tiksiniyordu bu ikiliden, saf bir nefret duyuyorlardı onlara karşı. Farklı düşünceler arasında kendi düşüncenizi geliştiriyorsunuz siz de bu ikiliye karşı. Hasta bir anne ile annenin korumaya çalışırken, kendisi gibi olmamasını isterken aslında kendi kopyasına dönüştürdüğü kızı için ya derin bir üzüntüye kapılıyorsunuz ya da çatık kaşlarla okuyorsunuz kitabı. Çoğu zaman ikisinin tuhaf bir karışımı oluyor hissettiğiniz. Anneye çok kızdım ben. Kızına böyle bir hayatı lâyık görmesinden ötürü, bir canı gözünü kırpmadan öldürebiliyor oluşundan ve bunda kendini sonuna kadar haklı görüşünden, vicdan azabı çekmiyor oluşundan ötürü çok kızdım ona. Kıza çok üzüldüm. Seçemediği annesi yüzünden içine sürüklendiği yaşam tarzı yüzünden, çocukluğunu ve genç kızlığını normal çocuklar gibi geçiremiyor oluşu yüzünden, annesinin etkili manipülasyonlarının altında kalışı yüzünden üzüldüm ona. Kimi anneler gerçekten böyle, biliyor musunuz? "Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?" romanındaki kadar uç noktalarda olmayabilirler ama çoğu anne, çocukları üzerindeki kontrollerini ellerinde tutmayı, onları çok sevdikleri ve korudukları fikriyle sağlamlaştırarak, çok iyi başarıyorlar. Psikolojide buna "yutan anne sendromu" deniyor. Çocuklarının hayatlarını o denli kontrol altına alıyorlar ki bu anneler, çocuklarını bir ömür boyu kendilerine bağımlı hâle getiriyorlar bir süre sonra. Çocuklarını farklı bir birey olarak görmüyorlar, kendileriyle "bir" görüyorlar, aynı "Ay Birimi" olmak gibi. Çocuklarını yutuyorlar bir nevi işte, kendilerinin ayrılmaz bir parçası hâline getiriyorlar. Bambi'nin annesi, tam olarak böyle bir anne. Okurken vaktin çabucak geçtiği, yazım dilinin hafifliğinden ötürü su gibi akıp giden bu kitabı okumanızı öneriyorum. Esenlikle kalın.
Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?
Biz Kimden Kaçıyorduk Anne?Perihan Mağden · Everest Yayınları · 2023572 okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.