Kitabın ilk sayfalarını okurken eğlenceli bir kitap okuyacağım kanısı oluştu fakat hemen akabinde işin hiç de öyle olmadığını gördüm. #papirüskitapkulübü ile birlikte okuduğum bir eser. Kahve isimleri, tarihler, kişi adları içinde boğulurken sürekli şunu sorguladım; "Bu kitabı kim hangi amaçla seçti de önerdi? Bu kitabı öneren kişi acaba bu kitabı okudu da mı önerdi ki okuduysa neden böyle bir kitabın okunmasını istemiş olabilir? Okumadı ise diyecek sözüm yoktu." Bütün bunları sorgularken yer yer ilgimi çeken bilgilerle karşılaştığım da oldu. Mesela M. Akif'in kahveler hakkındaki düşüncesi ve daha sonra yurtdışında gördüğü kahvelerle beraber fikirlerinin de değişmesi... IV. Murat'ın kahveyi yasaklaması, tütün içenleri idam ettirmesi... Kahve isimlerine takılıp kalmadım aynı şekilde tarih ve kişilere de. Zaten şuan çoğunu hatırlamıyorum bile. İsimlere takılı kalmayınca kitabı sevmeye başladığımı farkettim. Türk Edebiyatı Yazarlarının dünyasında seyahata çıkmış gibiydim. O kadar güzeldi ki bu seyahat, tek üzücü yanı benim onları dışarıdan seyrediyor oluşumdu. Ben de aralarına girmek istedim, sohbetlerine katılmak, şiirlerine ortak olmak... Bunları düşünürken günümüzdeki yazarların, şairlerin birbirlerinden oldukça kopuk olması bana epey dokundu. Yazmaya çalışan biri olarak o dönemdeki ortamın şuanki eksikliğini derinden hissettim. O dönemdeki kahveler ile benim köyümün kahvesini yani günümüzdeki kahvehaneleri ister istemez karşılaştırma ihtiyacı hissettim. Bunu yaparken de M. Akif'in kahveler hakkındaki ilk düşüncesi hep yer buldu aklımın bir köşesinde. Her ne kadar kitaptaki kahveler gibi kültür ve sanat yuvası olmasa da kahvelerin tamamen yararsız ve boş olmadığı kanaatine vardım. Zaman zaman şöyle bir düşünce meşgul eder kafamın içini; "Kahramanları tanınan yazarlar olan bir roman yazsam hepsi aynı hikayenin içinde yer alsa diye düşlerim." İşte bu kitap adeta benim düşümün gerçekleşmiş haliydi, sanırım bu yüzden çok sevdim, ayrı bir zaafım oluştu kitaba karşı fakat yine de isimler ve tarihlere boğulması benim için olumsuzluğunu koruyor. Kitabı sevdiren yönü yazarların diyaloğu, atışması, söyleşmesi, tenkitleri, övgü ve yergileri/ hicivleri... KısacaTürk Edebiyatı yazarlarının dünyasını sevdim. Sonuç olarak iyiki okudum, edebiyata, yazmaya, yazarlara ilgisi olanların seveceğini düşünüyorum fakat herkese hitap etmeyebilir bunu özellikle belirtmek isterim.

Kahveler KitabıSalâh Birsel · Sel Yayıncılık · 2003155 okunma

·

96 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.