Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

696 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Atatürk'ün "Batılılaşmak"dan kastı neydi?
Fikir ve düşünce inceleyenler bilirler ki Batı dünyası, özellikle 17 ve 18. yüzyıllarda başardığı aşamayla, insan aklını bir yandan dinsel doğmalara karşı, diğer yandan da Eski Yunan ve Roma düşünce tarzının eğemenliğine karşı bağımsız kalmış ve özgürlüğe ulaştırmıştır. Bu aşamadan sonra Batılı insan, fikir ve düşünce yaşamında kendisini ne din kitaplarının kutsal sanılan emirlerine terk etmiş ne de eskiçağın bilim otoritelerinin köleliğine. Nasıl ki din kitaplarının yanıltıcı olabilirliğini ve olmuşluğunu anlamış ve bu nedenle bu kitaplara karşı güven beslmez duruma girmişse, Eski Yunan ve Roma fikir bilimleri bakımından da aynı şüpheciliğe düşmüş ve sonuç bilimsel gerçeklere akılcı ve deneyci usullerle yabaşılabileceğini anlamıştır. Atatürk'ün "Batılılaşmak"tan anladığı şey, işte bu olmuştur. O, Batı'yı "düşünce özgürlüğü kuruluşu" şeklinde tanımlar ve bu bakımdan değer terazisine vururdu. O'na göre kişisel ve toplumsal yaşam itibariyle Türk'ün beynini şeriat cenderesinden ve düşünme gücünü din etkisinden kurtarmak hayati bir anlam taşımaktaydı. Yüzyıllar boyunca Türk'ün aklını ve düşünce tarzını işlemez halde tutan, onu gerilikler ve ilkellikler içinde kemiren bir düzenden çıkarıp, tıpkı Batı'nın yaptığı gibi özgür ve serbest akıl verilerine göre düşünür kerteye getirmek koşuldu. Ancak böyle bir kafa yapısıyla millet eğemenliği temeline dayalı ve kişi özgürlüklerinin korunmasını amaçlayan bir devlet ve hükümet sistemi kurulabilirdi. Siyasal ve sosyal yaşama müspet akıl verileri etken olmadıkça ve eğitim sistemini şeriat karanlığından kurtarmadıkça, uygarlaşmak bir hayaldi. Bundan dolayıdır ki yeni devletin temelleri akılcı verilere oturtmakla işe başladı ve akılcılığı, giderek artan bir dozda olmak üzere devlet ve hükümet yaşamının her safhasında uyguladı. Şeriat mahkemelerinin kaldırılması, medeni hukuk esaslarının şeriattan arınıp akılcı kaynağa dayandırılması, din ve devlet işlerinin ayrılması için "laiklik" ilkesinin konması ve buna benzer devrimler, hep bu çabaların sonucu olan şeylerdir.
Şeriat Devleti'nden Laik Cumhuriyet'e
Şeriat Devleti'nden Laik Cumhuriyet'eİlhan Arsel · Kaynak Yayınları · 201834 okunma
·
106 görüntüleme
Mehmet KONAÇOĞLU okurunun profil resmi
Laiklik demek Haşa Yüce yaratıcıya Sen benim işime karışma ben senden daha iyi biliyorum ve uyguluyorum ben seni ve kanunlarını tanımıyorum ben kendi kanunumu kendim yaparım demek, Açıkçası bu ateistlik demektir.
Mert Kuru okurunun profil resmi
Hiç ilgisi yok. Herkesin dinine eşit mesafede saygı ve yaşam hakkı tanımaktır. Hiçbir dinin diğerine üstün olmadığı ilkesidir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.