Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

136 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Selamün aleyküm verahmetullah hayırlı akşamlar bugün bir kitap tahlili ile geldim kitabın isminden çok etkilenip hemen almıştım evet hali hazırda okuduğum kitaplar olmasına rağmen yine yarıda bırakıp başka bir kitaba geçtimGeçen hafta başladım aslında 40 sayfa okuyup bıraktım bugün bırakamadım gün boyu okuyup tamamını bitirdim benimde böyle bir huyum var işte okusam okurum okumasam hiç okumam yanlış işte Allah Celle Senuhu ıslah etsin her neyse ne diyordum çok beğendim ve elimden geldiğince inceleyip size aktarmaya çalıştım lakin çok az bir kısmı aktarabileceğim öyle güzel menkıbeler ve detaylar var ki herkesin okumasını tavsiye ediyorum Hadi başlayalım. Risâle-i Nur, hiçbir zaman tasavvufa karşı olmamıştır, tarikatın da hiçbir zaman Risâle-i Nur'a karşı bir tavır takınması mümkün değildir. Risâle-i Nur, Kur'ân-ı Mûcizü'l Beyan'ın tefsiridir ve asrin iman kalesidir. Bu durum muvacehesinde, bu iki âlî nurani zümre, imanın inkişafı ve hakiki imanın ele geçirilmesi için birbirinden ebediyen ayrılmayan, Kur'ân-ı Kerîm'in iki bahçesi, iki meyvesi gibidir. Nitekim Muhterem Mehmet ıldırar hocaefendi bir sohbetlerinde der ki :Gözümün nuru mürşidim Hz. Gavs-ı Kasrevi Seyyid Abdülhakim el Hüseyni'nin (kuddise Sirruhu)" Risale-i Nur oku,zira tasavvuf ilimsiz olmaz"emri buyurdu. Ne gariptir ki ehl-i tarikat Risale-i Nur'u tam bilmiyor. Risale-i Nur talebelerinin bir kısmı da, "Tarikat zamanı değildir" diyerek tarikata karşı hafif bir nazarla sanki gözlerini yumar da bakar gibi bakıyorlar. Risale-i Nur tarikat ve tasavvufa nasıl bakar?" sualinin cevabı ve Üstat Bediüzzaman Said Nursi'nin kuddise sirruhů), "Şimdi tarikat zamanı değildir, hakikat zamanıdır" sözünün izahı nedir ? Üstad'ın sözlerinden delilller: O zikr-i ilahi sayesinde ene mahvolur gider. İşte Nakşibendiler, ittihaz ettikleri gizli zikir sayesinde kalbi fetheder. Ene ve enaniyet mikrobunu öldürmeye, şeytanın emirberi olan nefs-i emmårenin başını kırmaya muvaffak olur. Kadiriler açık zikirle tabiat taunlarını tarumar eder Ey aziz olan kimse bil. Zikreden adamın feyz-i ilâhiyeyi celbeden muhtelif letäifleri vardır. Letâiflerin bir kısmı kalp ve aklın şuuruna bağlıdır. Bir kısmı şuursuzdur. Bi- naenaleyh gaflet ile yapılan zikirler dahi feyizden håll değildir.(Mesnevi-î Nuriye,s.94 50.) "Velayet, bir hüccet-i risalet; tarikat, burhan-i şeriat- tır." Demek veli risaletin, tarikat da şeriatın bir kanadıdır. "İslâmiyet'in sırrı kemali, medar-i nuriyetidir. İşte bu sırr-i azimi ehemmiyetiyle beraber bazı fırka-i dalle inkâra gi- der."( Mektubat,s.428.) Ehl-i sünnet ve'l-cemâat'e mensup bir kısım ehl-i siyaset ve gafil insanlar, ehl-i tarikatın içinde bazı kötü hareketleri görerek tarikatların hepsine düşman olurlar. Oysa her meslek erbabı içinde kötüler olabilir. Tarikat, İslâmiyet'in bir kalesidir. Merkez-i hilafet olan İstanbul'da 550 senedir hıristiyan âlemine karşı mu- hafaza ettiren tekkelerde Allah Allah diyenlerin kuvve-i imaniyeleri, marifet-i ilâhiyeden gelen muhabbet-i ruha- niyeleri, cûş u hurüşları Osmanlı'yı kurtarmıştır." Eserlerinde tarikat hakkında böyle ifadelere yer veren bir zatın tarikata karşı olması elbette düşünülemez. Üstat Bediüzzaman hazretlerinden [kuddise sirruhů] önce bütün müceddidler tarikatın içindeki yüksek evliya ve âriflerden çıkmıştır. Üstadın, yalnız o günkü bunalım ve sıkıntıdaki beyanı, "Abdest suyu bulamayan bir kim- senin teyemmümle namaz kılması, gusül abdestine ihti- yacı olan kimsenin suyu bulamaması veya sağlığı suyla gusle mâni olduğu zaman teyemmümle abdest alması" gibi , asrın zaruretinden doğmuştur.Yoksa üstat, tarikata karşı olduğu için böyle söylemiş değildir. Üstat Bediüzzaman hazretleri [kuddise sirruhů), Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de şöyle anlatıyor: "Ben sekiz-dokuz yaşlarımda iken etrafımızdaki bütün ahali, tarikat-ı Nakşibendiyye'nin meşhur gavsı Seyyid Sibgatullah Arvâsî [kuddise sirruhů] isimli zattan medet isterken, ben akrabalarıma ve ahaliye muhalif olarak Gavs-ı Geylânî'den [kuddise sirruhû] istimdat ederdim. Çocukluk itibariyle elimden bir ceviz gibi ve ehemmiyetsiz bir şey kaybolsa, 'Yâ şeyh, sana bir Fâtiha. Benim cevizimi buldur' derdim. Bir Fâtiha okurdum, ceviz gelirdi. Acayiptir, yemin ediyorum, Gavs-ı Geylânî'den [kuddise sirruhû] 1000 defa böyle himmet imdadıma yetişti. Onun için bütün hayatımda, umumiyetle Fâtiha gibi zikirleri ne kadar okumuş isem, Hz. Resûlullah'tan [sallallahu aleyhi vesellem) sonra Şeyh Abdülkadir-i Geylânî'ye [kuddise sırruhû] hediye ediyordum." (Sikke-i Tasdîk-i Gaybî,s.116.) Bu zat, nasıl olur da tasavvuf evliyasına karşı olur! Risale-i Nur talebelerinin de Bediüzzaman hazretlerinin [kuddise sirruhû] hayatındaki nuranî hali görerek tasavvuf ve tarikat aleyhinde bulunmaması lazım gelir. Bilirsiniz ki eğer dalâlet cehaletten gelse izalesi kolaydır. Fakat dalâlet ilimden, fenden gelse izalesi müşküldür. Eski zamanda insanlar gafletten cahildi. Tembele, "Kalk!" deyince kalkar, ilmi olmayana, "Öğren!" deyince öğrenirdi. Şimdi imansızlık ilimden, fenden, meteryalist felsefeden geliyor. Allah var mı, yok mu? Melek var mı, yok mu? Onu düşünüyor. Onun neresine tasavvufun hakikatini sokacaksın! Önce akaid, sonra ibadet, sonra ihsan. Üstad Bediüzzaman hazretleri (ks) "zaman tarikat zamanı değildir" sözünden kastı budur.Ve hiç bir zaman tarikat karşıtı olmamıştır keza şöyle bir ek bilgi vermiş olalım Abdulkadiri Geylani hazretleri kuddise Sirruhu el-Kurdi lakabıyla yâdolan Molla said Nursi kuddise Sirruhu için "Benim müridimdir"buyurmuştur.
Risale-i Nurda Tasavvuf
Risale-i Nurda TasavvufMehmet Ildırar · Semerkand Yayınları · 201140 okunma
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.